8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınların toplumdaki rolünü ve cinsiyet eşitliği için verilen mücadeleyi hatırlamak adına önemli bir gün.

30 Yıl Sonra Kadın Hakları Nerede Duruyor?

1995’te 189 ülkenin imzaladığı Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu (Beijing Declaration and Platform), kadın hakları konusunda tarihin en kapsamlı yol haritası oldu. Aradan geçen 30 yılda, bazı umut verici ilerlemeler yaşansa da, dünya genelinde kadınlar için eşitlik hâlâ hayalden öteye geçemedi. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN-Women) tarafından hazırlanan "Women’s Rights in Review 30 Years After Beijing" raporu, 1995'te kabul edilen Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu'nun 30. yıldönümünde, cinsiyet eşitliği alanında kaydedilen ilerlemeleri ve karşılaşılan zorlukları ortaya koyuyor. Rapor, dünyanın dört bir yanından gelen verilerle, kadın haklarının bugün hangi noktada olduğunu gözler önüne seriyor.

Rakamlarla Kadınların Dünyası

1.531: Son 30 yılda toplumsal cinsiyet eşitliği için çıkarılan yasal düzenleme sayısı.

%63: 25-54 yaş arası kadınların işgücüne katılım oranı, erkeklerde ise bu oran %92.

%24: 18-34 yaş arası, küçük çocuk sahibi kadınların aşırı yoksulluk içinde yaşama oranı.

%50: Kadınların, erkeklerle aynı yasal haklara sahip olma oranı. Yani kadınlar, yasal haklarda erkeklerin sadece yarısına sahip.

%95: Çatışma dönemlerinde cinsel şiddet mağdurlarının kadın ve kız çocukları olma oranı.

2 milyar kadın ve kız çocuğu: 2023’te sosyal korumadan tamamen yoksun olanların sayısı.

736 milyon kadın: Hayatının bir döneminde fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalmış kadın sayısı.

%28: Çevre ve iklim politikalarını yönlendiren kadın bakan oranı.

30 Yıllık Bilanço:Kazanımlar ve Kaybedilenler

Cinsiyet Eşitliği Yolunda İlerlemeler ve Eksikler

Rapora göre, son 30 yılda kadınların hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği alanında önemli adımlar atıldı. Örneğin, 1995'ten bu yana dünya genelinde 1.531 yasal reform gerçekleştirildi. Ancak, kadınlar hala erkeklerin yalnızca %64'ü oranında yasal haklara sahip. Parlamentolarda kadın temsili iki katına çıkmış olsa da, milletvekillerinin neredeyse dörtte üçü hala erkeklerden oluşuyor.

Eğitim alanında kız çocuklarının üst ortaöğretim tamamlama oranları birçok bölgede erkek çocuklarını geçmiş durumda. Ancak, Sahra Altı Afrika ve Orta-Güney Asya gibi bölgelerde hâlâ 59,5 milyon kız çocuğu temel eğitim hakkından mahrum kalıyor.

İş, Refah ve Kalkınma

Kadınların ekonomik hayata katılımı ve iş gücü piyasasındaki eşitsizlikler, cinsiyet eşitliği önündeki en büyük engellerden biri olmaya devam ediyor. Rapora göre, kadınlar erkeklerden ortalama %20 daha az kazanıyor ve çoğu ülkede kadınlar, kayıt dışı ve güvencesiz işlerde ya da aile çiftliklerinde ücretsiz işçi olarak çalışıyor. Ayrıca, kadınlar erkeklerden 2,5 kat daha fazla ücretsiz bakım işi yapıyor.

Dijital ekonomiye erişim konusunda da ciddi bir cinsiyet uçurumu var. Kadınlar artık daha fazla eğitim alıyor ama bu eğitim iş fırsatlarına dönüşmüyor. STEM alanında (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) kadınların katılımı artsa da, teknolojide cinsiyet uçurumu hala büyük. 2019- 2024 yılları arasında internet kullanan kadınların oranı %50'den %65'e yükseldi. Ancak, 2024 yılında erkeklerden 277 milyon daha az kadın internet kullanıyor.

Yoksulluk ve Sosyal Hizmetler

2024’te 393 milyon kadın aşırı yoksulluk sınırında yaşıyor. Özellikle çatışma bölgelerinde yaşayan kadınlar, yoksulluk riskine 7,7 kat daha fazla maruz kalıyor. Eğitimde cinsiyet uçurumu kapansa da, pek çok ülkede özellikle kırsal kesimdeki kız çocukları hala okula erişimde sıkıntı yaşıyor.

Kadına Yönelik Şiddet: Küresel Bir Pandemi

Kadına yönelik şiddet, dünya genelinde hâlâ yaygın bir insan hakları ihlali olarak varlığını sürdürüyor. Pekin’den bu yana ülkelerin %90’ı kadınlara yönelik şiddeti yasaklayan veya cezalandıran yasal düzenlemeler yaptı. Ancak bu yasaların uygulanması, bütçelendirilmesi ve etkili olması büyük oranda eksik. Rapora göre, dünya genelinde yaklaşık 736 milyon kadın (her 3 kadından 1'i) hayatlarının bir döneminde partnerleri ya da partneri olmayan biri tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor.

Teknolojiyle birlikte kadınlara yönelik dijital şiddet de patlama yaptı. Son yıllarda dijital teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte, kadınlar çevrimiçi ortamlarda da şiddet ve tacizle karşı karşıya kalıyor. Avrupa ve Orta Asya'da yetişkin kadınların %53'ü, en az bir kez teknoloji kaynaklı cinsiyet temelli şiddete maruz kaldığını bildiriyor. Avrupa ve Orta Asya’da kadınların %53’ü dijital ortamda cinsiyet temelli şiddete maruz kaldığını belirtiyor.

Siyasi Katılım ve Karar Alma Süreçlerinde Kadınlar Nerede?

Kadınların siyasi ve kamusal hayata eşit katılımı, demokrasinin temel taşlarından biri olarak kabul ediliyor. Ancak, raporda belirtildiği üzere, kadınların siyasi katılımı hâlâ yavaş bir ilerleme kaydediyor. 30 yıl boyunca kadınların siyasal temsili artsa da, kadınlar hala parlamentolarda azınlıkta. Bugün dünya genelinde milletvekillerinin sadece %27’si kadın. Bugüne kadar sadece 87 ülke tarihinde bir kez bile olsa kadın lider gördü. Siyasetteki cinsiyet eşitsizliği, kadın haklarına dair kararların da geri planda kalmasına neden oluyor.

Barış ve Güvenlikte Kadınların Rolü

Kadınların barış süreçlerine katılımı, çatışma sonrası kalıcı barış şansını ciddi oranda artırıyor. Ancak 2023’te barış müzakerelerindeki müzakerecilerin sadece %10’u, arabulucuların ise sadece %14’ü kadındı. Oysa dünya, tarihin en ağır askeri harcamalarına ulaştı: 2023’te küresel askeri harcamalar 2,44 trilyon dolara çıktı.

İklim Krizi ve Kadınlar

İklim krizinin etkileri ve çevresel bozulma, kadınlar ve kız çocukları üzerinde orantısız yıkıcı bir etki yaratıyor. Özellikle kırsalda yaşan ve yerli kadınlar, su ve gıda temininde artan yükü sırtlanıyor. Rapora göre, en kötü iklim senaryosunda, 2050 yılına kadar 236 milyon kadın ve kız çocuğu gıda güvensizliğiyle karşı karşıya kalabilir. Kadınların iklim değişikliğiyle mücadelede karar alma süreçlerine eşit katılımı, daha güçlü iklim politikalarının benimsenmesine yol açıyor. Ancak, dünya genelinde çevre bakanlarının sadece %28'i kadınlardan oluşuyor.

30 Yıl Sonra Çıkarılacak Dersler

Pekin’den bu yana kadın hakları için bazı yollar kat edilmiş olsa da, cinsiyet eşitsizliğinin kökleri hala derinlerde. Pandemi, ekonomik krizler ve çatışmalar, kadınları eşitsizliğin merkezine savururken, dünya çapında yükselen muhafazakâr ve kadın karşıtı politikalar bu kazanımları tehdit ediyor. Ancak, feminist hareketler, genç aktivistler ve dayanışma ağları, dünyanın dört bir yanında “Birlikte Daha Güçlüyüz” mesajını vermeye devam ediyor. Kadın hakları sadece kadınların değil, tüm toplumun meselesi ve sürdürülebilir bir gelecek için vazgeçilmez bir koşul.

Beijing+30: Gelecek İçin 6 Maddelik Acil Eylem Planı

Dijital Eşitsizlikle Mücadele: Kadın ve kız çocuklarının dijital becerilere ve teknolojiye eşit erişimi sağlanmalı.

Yoksulluğu Azaltacak Sosyal Politikalar: Kadınları yoksulluktan çıkarmak için sosyal koruma ve bakım hizmetlerine yatırım yapılmalı.

Şiddete Sıfır Tolerans: Kadınlara yönelik her türlü şiddet son bulana kadar kapsamlı eylem planları uygulanmalı.

Siyasi Temsilde Eşitlik: Kadınların karar alma mekanizmalarına eşit ve tam katılımı sağlanmalı.

Barış Süreçlerinde Kadınların Sesi: Kadınlar barış ve güvenlik politikalarının asli unsuru olmalı.

İklim Adaleti: İklim politikalarında kadın hakları, özellikle yerli ve kırsal kadınların hakları, merkeze alınmalı.

 

30 Yıl Sonra Eşitlik Neden Hâlâ Uzakta? 1

Pekin'den Sonra Kadın Hakları 30 Yılın Değerlendirmesi Raporu