Portekizli enerji şirketi EDP, karbonsuzlaşma stratejisi kapsamında ülkenin son iki termik santralından biri olan, 1.296 MW’lık kurulu güce sahip Sines Termik Santrali’ni 14 Ocak 2021’de kapattı. Kapanış tarihini 2023’den 2021’e çeken şirketin bu kararı sayesinde Portekiz bugüne kadarki en büyük sera gazı azaltımını gerçekleştirdi.
EDP yaptığı açıklamada kömürden çıkışını hızlandırmasının ‘Avrupa karbonsuzlaşma hedefleri’ ve Portekiz’in yenilenebilir enerjiyi merkeze alan ulusal enerji ve iklim planıyla ortaya çıkan enerji dönüşümü sürecinin doğal bir sonucu olduğunu söyledi. Erken kapanışların ardında kömürlü termik santral işletme maliyetlerinin giderek artması ve güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji teknolojilerinin kömürden çok daha ucuz hale gelmesi yatıyor.
Portekiz’in çalışmaya devam eden tek termik santrali Pego’nun ise gelecek Kasım ayında kapatılması planlanıyor. Onun da kapanması durumunda Portekiz, Belçika, Avusturya ve İsveç’in ardından kömürden elektrik üretimini terk eden dördüncü Avrupa ülkesi olacak. Zira Avrupa Yeşil Mutabakatı ile Avrupa Birliği için 2050 karbonsuzlaşma hedefi koyularak tüm AB (Avrupa Birliği) ülkelerinde kömürden çıkışı sağlayacak enerji dönüşümü planlarını hızlandırıldı. Bu kapsamda Portekiz’e ek olarak 2025 yılına kadar Fransa (2022), Slovakya (2023), İngiltere (2024), İrlanda (2025) ve İtalya’nın (2025) da kömürden çıkışlarını tamamlaması bekleniyor.

ZERO: Adil bir enerji dönüşümü planı şart
Konuya dair basın açıklaması yapan Portekizli çevre örgütü ZERO, Sines’in kapanmasının enerji dönüşümü adına önemli bir adım olduğunu ve ekonomik planların, bu dönüşümden etkilenen bölgelerin sosyal ve ekonomik varlığını sürdürebilmesi için gerekli tedbirleri içermesinin de elzem olduğunu belirtti.
Kömürün Ötesinde Avrupa (Europe Beyond Coal) kampanyacısı Duygu Kutluay, Portekiz’in kömürden çıkma kararının diğer ülkeler için umut verici olduğunu söyledi: “Portekiz’in kömürden çıkma kararını verdikten sonra iki yıl gibi kısa bir sürede bunu hayata geçirebilmesi, Türkiye gibi elektrik üretiminde benzer kömür payına sahip ülkeler için umut veriyor. Portekiz'in nükleer enerji santrali kurmak gibi bir hedefi bulunmadığı gibi ülkenin yenilenebilir enerji kapasitesindeki büyüme hızı doğrultusunda doğalgazın mevcut elektrik üretimindeki yüzde 26-27 civarındaki payının da 2030 yılına kadar sıfırlanması öngörülüyor. Avrupa’nın ileri gelen düşünce kuruluşlarından E3G’nin analizi, mevcut ekonomik faktörlerin bu ülkelerde kömürden çıkışı hızlandırdığını ve ayrıca tüketicilerin elektrik fiyatlarını da düşüreceğini gösteriyor.”
Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz de Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın sadece AB değil, Ab’ye komşu ve aday ülkelerin de karbon emisyonunu azaltarak iddialı bir iklim eylemine geçmesi için dönüştürücü bir ortam sağladığını belirtti. Katısöz, “Türkiye, elektrik altyapısını yeni kömür santralleri inşa ederek kömürle kilitlemek yerine Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın yaratacağı ivmenin gücüyle hızlı, adil ve temiz bir enerji dönüşümü rotasına girmeli. Bu dönüşüm, hem ekonomi hem iklim hem de su erişimi ve temiz hava açısından faydalar sağlayacak” değerlendirmesinde bulundu.