Üçer yıllık dönemler halinde, 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA), öğrencilerin okulda öğrendiklerini günlük yaşamda nasıl kullandığını ölçen saygın bir araştırma programı. Geçtiğimiz kasım ayında Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), PISA 2015 Araştırması’na ek olarak yaptığı yeni bir testin raporunu yayınladı. Elli iki ülkede yüz yirmi beş bin çocuk üzerinde yapılan bu test, kızların problemleri işbirliğiyle çözmede erkeklerden daha başarılı olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya göre kızlar ve erkekler arasında en yüksek farklılık oranları Avustralya, Finlandiya, Letonya, Yeni Zelanda ve İsveç’te saptanırken en düşük oranlar Kolombiya, Kosta Rika ve Peru’da saptandı. OECD Eğitim ve Beceriler Direktörü Andreas Schleicher konuyla ilgili şunları söyledi: “Kızlar sosyal becerilerde çok daha avantajlı. Nitekim PISA’nın 2012 yılında yaptığı bireysel problem çözme testinde erkekler kızlardan daha başarılı olmuştu.” Beklendiği gibi Kanadalılar, Japonlar, Koreliler ve Singapurlular gibi fen bilimleri, okuma ve matematikte başarılı olan öğrenciler, işbirliğine dayalı problem çözmeye daha meyilli. Diğer yandan, PISA’dan yüksek sonuç alan Çin ve Rusya’daki öğrenciler işbirliğine dayalı problem çözmede daha başarısız. Orta seviyede akademik başarı sergileyen Amerikalı ve İngiliz öğrencilerse işbirliğine dayalı problem çözmede iyi. OECD Genel Sekreteri Angel Gurría, sosyal becerilerin giderek daha çok önem kazandığı günümüzde eğitim sistemlerinin bu becerileri geliştirmeye etkin şekilde odaklanması gerektiğini belirtiyor. Testin diğer önemli bulguları şöyle: Güçlü akademik becerilere sahip olmak güçlü sosyal becerilere sahip olunacağı anlamına gelmiyor; yüksek seviyede işbirliği gerektiren görevlerde öğrencilerin sadece yüzde sekizi başarılı; dezavantajlı geçmişe sahip öğrenciler ekip çalışmasını avantajlı öğrencilerden daha fazla önemsiyor. İlginç olan şu ki, sınıfta teknolojiyi çok kullanan okullar, işbirliğine dayalı problem çözme becerileri yönünden bir o kadar zayıf. Schleicher’e göre bu veriyi yorumlamak zor. Teknoloji, öğrencileri sosyal etkileşimden uzaklaştırıyor da olabilir ya da biz teknolojiyi yanlış kullanıyor olabiliriz.