Sanılandan çok daha fazla çocuk ister arkadaşlarıyla ister tek başına zihninde hayali dünyalar canlandırıyor. Oregon Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada sekiz-on iki yaşlarındaki çocuklarda bu davranışlar incelendiğinde otuz yedi erkek çocuktan on altısının ve kırk kız çocuktan yirmisinin derin karmaşıklığa sahip hayali dünyalar, hayali arkadaşlar ve kişileştirilmiş nesneler tarif ettiği görüldü. Çalışmanın başyazarı, psikoloji profesörü Marjorie Taylor’e göre çocukların hayali dünyaları endişelenilecek bir durum değil; tam tersi, yaratıcılık ve öykü anlatımıyla ilişkilendirilen olumlu bir nitelik. Üstelik oldukça da yaygın. Çocuklar beklenmedik ayrıntılarla dolu öyküler betimleyebiliyor ve bunları başkalarıyla paylaşmaktan keyif alıyor.


Cinler, Uçan Atlar, Bal Akan Çeşmeler 1

Child Development dergisinde yayınlanan çalışmada çocuklara hayali arkadaşları ve dünyaları hakkında yönlendirici olmayan sorular soruldu. Anlatımları belirli bir ayrıntı düzeyine ulaştığında çocuklardan hayali dünyaları hakkında daha fazla bilgi vermeleri istendi. Her ne kadar bu dünyaların içerikleri birbirinden çok farklı olsa da hemen hepsinde ormanlar, göller, mağaralar; haydutlar, cinler, hayvanlar ve gizemli öğeler, örneğin uçan atlar ya da bal akan çeşmeler vardı. Eskiden hayali dünyaların kişiye özel olduğunu düşündüklerini ama bu çalışma sayesinde hiç de öyle olmadığını gördüklerini belirten Taylor ekliyor: “Çocukların hayali dünyalarını çoğu zaman arkadaşlarıyla birlikte canlandırdığını fark ettik. Yaratıcılığımızı nasıl serbest bırakıp yeni fikirler üretebileceğimize ışık tutabilecek bulgularla karşı karşıyayız. Ebeveynler ve eğiticimler çocuklara gün içinde kendi başlarına kalabilecekleri fırsatlar vermeli. Bu anlarda ortaya çıkan yaratıcılığın boyutları inanılmaz.”