Denizel yaşamın karşılaştığı en önemli tehditlerden biri, besin zincirinin tabanından tepesine kadar bulunabilen mikro boyuttaki plastik parçaları... Her yıl dünya okyanuslarına ve denizlere 8 milyon ton plastik çöp atılıyor ve halihazırda 5,25 trilyon parça tuzlu sularda yüzüyor. Kirlilik bu hızla ilerlemeye devam ederse 2050 yılında denizlerde balıktan çok plastik bulunacağı öngörülüyor.

Andres Cosar yönetimindeki İspanyol araştırma ekibi, Akdeniz’in de dünyanın diğer denizlerinden farklı olmadığını ortaya koymakta. Plos One dergisinde yayımlanan araştırmaya göre Akdeniz’de her 4 metrekarede 1 parça plastik yüzmekte. Akdeniz’de yüzen plastik çöp miktarının yılda 1.000 ila 3.000 ton arası arttığı hesaplanıyor. Bunlar gözle görülen, bir de görülmeyenler var...

Plastik, gözle görülemeyen boyutta olduğunda etkileri de çoğu zaman yok sayılıyor. Parçacıkların 5 milimetrenin altında olanlarına mikro, 100 nanometrenin altında olanlarınaysa nano plastik deniyor. Bu yapılar evlerde kullanılan temizlik malzemelerinden kaynaklanıyor. Diş macunu, masaj yapan mikro partiküllü duş jeli ve süper leke sökücü deterjanlar, kullanıldıktan sonra denize ulaşıyor.

Bu parçacıklar plankton ve balıklar tarafından tüketiliyor. Yakın zamanda yayımlanan araştırmalar, tüketilen her gram midyenin içinde en az bir adet mikro parçacık bulunduğunu gösteriyor. Böylece, plastik soframıza, ardından da midemize kadar gelebiliyor.

Sorun beraberinde birçok belirsizlik getiriyor: Bunca plastiğin insan sağlığı ve deniz yaşamı üstündeki etkisi? Yayımlanan bir makalede, besin zincirinin en altında yer alan planktonlar mercek altına alındı. Derin denizlerde ışık olmadığı için yaşam deniz yüzeyindeki canlıların sağladığı organik maddeye bağlıdır ve bu derinlikte çoğunlukla leşçi, etobur türler yaşar. Plymouth Marine Laboratuvarı’ndan Dr. Pennie Lindeque, derin denizlerin en önemli yaşam kaynağı olan plankton dışkılarının sudaki davranışını araştırdı. Plastik içeren dışkıların normalden yavaş battığını, ara derinliklerde yaşayan canlıların bunu daha rahat tüketebildiğini, denizin dibine daha az besin indiğini tespit etti. Bu önemsiz görünen ayrıntı, insanoğlunun gündelik kararlarıyla tüm denizleri etkilediğini ve tıpkı iklim değişikliği gibi sayısız hayata mal olabilecek yeni bir zincirleme reaksiyon başlattığını fark etmesini sağlayabilir mi?