17 Ekim 1987 tarihinde yüz binden fazla insanın yoksulluk, şiddet ve açlık mağdurlarını anmak için toplanması, sonraki yıllarda da 17 Ekim’de yoksullukla mücadele toplantıları yapılması üzerine Birleşmiş Milletler tarafından 17 Ekim, Dünya Yoksullukla Mücadele Günü olarak Aralık 1992’de kabul etti. Amacı yoksulluk içinde yaşayan insanlar ile geniş toplum kesimleri arasında anlayış ve iletişimin geliştirilmesiydi. O tarihten bu yana her 17 Ekim’de yoksullukla ilgili birçok veri açıklanıp, gelir ve sosyal adaletsizliklere dikkat çekilmeye çalışılıyor.

AŞIRI YOKSULLUK NE DEMEK?

Dünya Bankası, Yoksulluk, Refah ve Gezegen Raporu 2024 verilerine göre günümüzde küresel yoksulluğun azalması neredeyse durma noktasına geldi ve 2020-2030 arası “kayıp 10 yıl” olarak belirtildi. Mevcut ilerleme hızıyla, dünyanın neredeyse yarısı için yoksulluğu tamamen ortadan kaldırmanın bir asırdan uzun sürebileceğine işaret ediliyor. Rapora göre yoksulluğun azaltılmasında kaydedilen ilerleme, COVID-19 salgını ve bölgesel savaşlar nedeniyle durakladı ve aşırı yoksulluk günümüzde salgın öncesi oranların da üzerine çıktı.

Aşırı yoksulluk günlük kazancı 2,15 doların altında olan bireyler için kullanılıyor. Dünya nüfusunun %8,5’i (700 milyon kişi) düşük gelirli ülkeler için kabul gören aşırı yoksulluk sınırı olan günlük 2,15 doların altında yaşıyor. Aşırı yoksulluk içinde yaşayan tüm insanların üçte biri Sahra Altı Afrika’da ya da kırılgan ve çatışma içindeki ülkelerde bulunuyor. Dünyadaki aşırı yoksulların yaklaşık %72’si, Uluslararası Kalkınma Birliği (IDA) tarafından yardım almaya uygun ülkelerde yaşıyor. Bugün, IDA ülkelerinin üçte biri, COVID-19 salgınından önceki döneme göre ortalama olarak daha yoksul durumda. Bugün, dünya genelindeki ortalama gelirlerin kişi başına günlük 25 dolara, yani yüksek gelirli ülkeler için minimum refah standardına ulaşabilmesi için beş kat artması gerekiyor.

YOKSULLUK SINIRI

Dünya nüfusunun %44’ü (3,5 milyar insan) günümüzde, üst-orta gelirli ülkeler için yoksulluk sınırı olarak kabul edilen günlük 6,85 doların altında yaşıyor. Bu sınırın altında yaşayan insanların toplam sayısı, nüfus artışı nedeniyle 1990'dan bu yana neredeyse hiç değişmedi.

Tüm dünyada sadece %7'lik bir kesim, düşük eşitsizlik seviyesine sahip ülkelerde yaşıyor. İklim değişikliği aynı zamanda küresel eşitsizliği artırma tehlikesi taşıyor, çünkü daha yoksul ülkeler ve insanlar bu olumsuz sonuçlardan daha fazla etkilenme olasılığı taşıyor.

Dünyanın en yoksul 10 ülke sıralaması ise şu şekilde: Burundi, Güney Sudan, Malavi, Mozambik, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Orta Afrika Cumhuriyeti, Madagaskar, Sierra Leone, Afganistan, Nijer.

TÜRKİYE’DE YOKSULLUK

TÜİK 2023 verilerine göre Türkiye’de yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olanların oranı %30,7. En yüksek gelir grubu %20’nin toplam ülke gelirinden aldığı pay %49,8’e yükselirken; en düşük gelirli %20’nin aldığı pay azalarak %5,9 oldu.

Türkiye'de ekonomik ve sosyal krizler nedeniyle yoksulluk artarken gelir dağılımındaki eşitsizlik de artıyor. Türkiye gelir dağılımı eşitsizliğinde Avrupa'da ilk sırada yer alıyor. Son yıllarda ekonomik durum nedeniyle yoksul daha da fakirleştirirken zenginler servetlerini hızla artırdı. Öte yandan işçilerin milli gelirden aldığı pay azalırken şirketlerin payının da artığı görüldü.

YÜKSEK EŞİTSİZLİĞE SAHİP ÜLKELERİN KÜRESEL HARİTASI


Yoksullar Artık Daha Yoksul! 1

Mavi: Düşük/Orta Düzeyde Eşitsizlik -- Kırmızı: Yüksek Düzeyde Eşitsizlik

Dünya Bankası'nın ülke içi eşitsizliğe ilişkin yeni göstergesinde eşitsizliğin ölçüsü olarak gelir veya tüketimin Gini Endeksini kullanılıyor. Gini Endeksi 40'ın üzerinde olan ülkeler yüksek düzeyde eşitsiz olarak sınıflandırmaktadır. Yoksulluk ve Eşitsizlik Platformu'nun (Poverty and Inequality Platform) en son verilerini kullanan Dünya Bankası, 52 ülkeyi yüksek düzeyde eşitsizliğe sahip olarak tanımladı. Haritada da görüldüğü üzere, eşitsizliğin yüksek olduğu ülkeler Sahra Altı Afrika ve Latin Amerika'da yoğunlaşırken haritada Asya kıtasından sadece Türkiye ile Türkmenistan yer aldı.