‘Etinden, sütünden faydalanmak’ dillerde pelesenk. Zeytin, bu sözün vücut bulmuş hali aslında; eti, yağı, yaprağı, çekirdeği ayrı kullanılıyor, posası ayrı! Hollanda Delft Teknoloji Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde öğretim üyesi Dr. Serdar Aşut ve ekibi, İzmir, Karaburun, İnecik Köyü’nde bulunan Zeytin Okulu ile beraber, zeytin yağı üretimi sırasında ortaya çıkan pirinayı yani posasını tasarım alanında kullanmak için proje geliştirdi. Pomastic adı verilen biyoplastiği, yenilenebilir ve atık sorunu oluşturmayan plastik malzeme çözümlerine yeni bir örnek olarak göstermek mümkün. Pirina projesini, zeytinin döngüselliğini ve destekçisi Zeytin Okulu’nu Mimar Dr. Serdar Aşut ile Zeytin Okulu kurucularından, Ege Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü’nden Prof. Dr. R. Funda Barbaros anlattı.
Zeytinin Pomastic'e dönüşümü. Grafik tasarım: Melis Baloğlu.
Zeytinin döngüselliğini sağlama fikri nasıl ortaya çıktı?
Serdar Aşut: Zeytin, döngüselliği zaten barındırıyor. Bu projedeki amacımız bunu anlamak ve buradan hareketle tasarım düşüncesine yönelik yeni bir bakış açısı sunmaktı. Projenin ana fikrinin ortaya çıkış hikâyesi Hollanda’ya uzanıyor. Döngüsel tasarım bir süredir Hollanda’da üzerinde en çok kafa yorulan konulardan biri. Hemen her alanda döngüsel üretim modellerine geçmenin yolları aranıyor. Ülke ekonomisini 2050 yılına kadar tamamen döngüsel bir sisteme dönüştürmeyi hedefleyen devlet politikaları var. Bu çabanın altında yatan sebep, alışageldiğimiz çizgisel üretim ve tüketim sistematiğinin yakın gelecekte kendini dahi sürdürmekte zorlanacağı gerçeğinin fark edilmiş olması. Bu durum, Hollanda gibi büyük ekonomiler için büyük risk taşıyor. Bu yüzden de her sektörde kaynakların daha verimli kullanımına dayalı ve atık sorununu en aza indiren yöntemlerin arayışları içindeler. Tasarım disiplinleri bu amaca ulaşmada kilit bir rol üstleniyor.
Ben, Hollanda Delft Teknoloji Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde, tasarımda biyomalzeme kullanımı ve dijital üretim teknikleri üzerine eğitim ve araştırma faaliyetleri yürütüyorum. Döngüsel tasarım düşüncesi çalışmalarımın önemli kısmını oluşturuyor. Karaburun’daki zeytincilik geleneğine de aşinayım. Döngüsel tasarım düşüncesi ve zeytinin kesişimi de bu noktada ortaya çıktı. Bu yörede zeytini diğer tarımsal ürünlerden farklı bir seviyede konumlandıran, neredeyse kutsal addedilmesine neden olan bir kavrayış var. Bu da zeytinin hiçbir şekilde ziyan olmadığı inancı. Burada kastedilen, zeytincilik sırasında ortaya çıkan her şeyin işe yaradığı veya yarayabileceği düşüncesi. Örneğin yaprağından çay, eskimiş yağdan sabun yapılması veya çekirdeğinin toprağı beslemesi. Bu örnekler, döngüsel tasarım metodolojisinin içerdiği kapalı döngü, sıfır atık ve türetici sistem gibi kavramların tam olarak yaşayan hali. İşte bu kavrayış ve uygulamaları belgelemek ve buradan hareketle tasarımda döngünün nasıl kurulabileceğine yönelik özgün ve ilham verici durumu görünür kılmak projenin ana fikri olarak ortaya çıktı.
Hollanda’da bulunan Yaratıcı Endüstriler Fonu (Stimuleringsfonds Creatieve Industrie), 2018 sonunda “Tasarım Aracılığıyla Kapsayıcı Kentler ve Toplumlar” temalı bir açık proje çağrısı yayınladı. Zeytinden ilhamla döngüsel tasarımı anlamayı ve anlatmayı amaçlayan Pirina projesi (Project Pomace), bu çağrı üzerine benim yürütücülüğümde ve Hollanda ile Türkiye’de yaşayan bir ekip çalışması halinde hayata geçirilmeye başlandı.
Pomastic numunesi. Fotoğraf: Yaman Umut Bilir.
‘Döngüyü Zeytinden Öğrenmek’ nasıl bir proje?
S. A.: Bu, oldukça geniş kapsamlı ve disiplinler arası bir proje. Tasarımın hem teknik hem de kavramsal boyutlarıyla ilgileniyor. Ve bunları ekonomik, toplumsal, ekolojik ve sosyo-kültürel bağlamlarıyla ele almaya çalışıyor. Çalışmalar üç ana eksende yürüyor. Bunlardan ilki, Karaburun’da devam eden zeytincilik faaliyetlerinin döngüsel tasarım adına ilham verici niteliklerini belgeleyip anlatmayı hedefleyen belgesel film çalışması. Bölgedeki üretici profilleri, zeytin ve yan ürünlerinin geleneksel ve endüstriyel üretim alanlarındaki üretim biçimleri, zeytincilik ekseninde yaşanan toplumsal ve ekonomik dönüşümler, yörede zeytinciliğe dönük kültürel kavrayışlar gibi konuları anlamayı amaçlayan belgesel çalışmaları bir yılı aşkın süredir devam ediyor.
İkinci ekseni, zeytin yağı üretimi sırasında ortaya çıkan ve pirina olarak bilinen malzemenin biyolojik bir hammadde olarak farklı tasarım alanlarında kullanımına dönük bir araştırma içeriyor. Bu araştırmalar sonucunda pomastic adı verilen bir biyoplastik geliştirildi. Proje ekibinde yer alan mimar ve ürün tasarımcıları, geliştirdikleri bu malzemenin farklı kullanım olanaklarını araştırmaya ve prototip ürünler üretmeye devam ediyor.
Üçüncü eksendeyse, tüm kültürel araştırma ve tasarım çalışmalarını aktaran detaylı bir kitap hazırlanıyor. Proje ekibinin büyük bir kısmının ve proje ekibi dışındaki çeşitli uzmanların sunduğu katkılarla hazırlanan kitap, zeytincilik ve tasarım alanlarını teknik, ekolojik, kültürel, toplumsal ve ekonomik boyutlarıyla ele alan, özellikle tasarım disiplinlerinde kaynak olarak kullanılabilecek bir yayın olarak tasarlanıyor.
Projenin Hollanda ayağında benimle birlikte ürün ve malzeme tasarımı çalışmalarına katılan mimar Friso Gouwetor ile ürün tasarımcısı Iris Jönsthövel, projenin görsel iletişim çalışmaları ile kitap grafik tasarımını yürüten Melis Baloğlu yer alıyor. Türkiye ayağındaysa ürün ve malzeme tasarımı süreçlerine dahil olan Betül Hafızoğlu, kitap editörlüğünü yürüten Emre Gönlügür, belgesel film çalışmalarını yürüten Yaman Umut Bilir bulunuyor. Projenin yerel ortağı Zeytin Okulu, projenin yerelde kurduğu ilişkileri yönlendirerek yöredeki zeytincilik faaliyetleriyle ilgili yürütmekte oldukları diğer çalışmalar ekseninde projeye katkı sağlıyor. Zeytin Okulu üyelerinden R. Funda Barbaros, Özge Erdölek Kozal, Sururi Uras, Alirıza Arıbaş ve Işıkcan Barbaros proje çalışmalarına dahil olan kişiler. Karaburun Belediyesi de yerel destekçi olarak katkı sunuyor.
Pomastic ile üç boyutlu yazıcı deneyi. Fotoğraf: Serdar Aşut.
Pirinadan elde edilen biyo bazlı materyaller ne amaçla kullanılabiliyor?
S. A.: Bu soruya net bir cevap vermek için henüz erken. AR-GE çalışmaları yakın zamanda tamamlanan malzemenin kullanım alanlarının bundan sonraki aşamada daha detaylı araştırılmasını planlanıyoruz. Ancak prensip olarak, plastiğin kullanıldığı hemen her alanda bu malzemeden faydalanılabileceği söylenebilir. Yani pomastic, biyokütle esaslı, yenilenebilir ve atık sorunu oluşturmayan plastik malzeme çözümlerine yeni bir örnek olarak gösterilebilir. Biyokütlenin yenilenebilir bir hammadde kaynağı olarak değerlendirilmesi ve buna bağlı olarak ortaya çıkan biyoekonomi alanlarında güncel çok sayıda çalışma mevcut. Bunların bir kısmı şimdiden başarılı birçok uygulamayı beraberinde getirdi. Pirina Projesi’ni de bu alandaki çalışmaların bir yenisi olarak görebiliriz. Bu bağlamda ortaya koyduğumuz bilgi ve yöntemler daha önemli. Malzeme tasarımı çalışmalarında ortaya çıkan sonuçların tümünü açık kaynaklı olarak paylaşıyoruz. Böylece bu alandaki çalışmaları geliştirmek isteyen tasarımcılara da bir başvuru, ilham kaynağı sağlamayı ve bu sayede daha iyi bir dünya yaratma arayışlarına bir destek verebilmeyi arzuluyoruz.
Pomastic numunesi. Fotoğraf: Serdar Aşut.
Proje şu an ne durumda?
S. A.: Malzeme tasarımının AR-GE çalışmaları tamamlandı. Farklı üretim yöntemleriyle üretilen çok sayıda numune grubu hazırlanmış ve ürün geliştirmeye yönelik olarak değerlendirmeleri tamamlanmış durumda. Bu numuneleri şimdiye kadar MaterialDistrict Rotterdam Fuarı’nda, Hollanda Tasarım Haftası’nda ve İzmir İyi Tasarım 2019 kapsamında sergiledik. Belgesel film çekimleri tamamlandı ve kurgu aşamasında. Filmin ocak ayında gösterime hazır olması planlanıyor. Kitap çalışmasının da içeriği tamamlandı. Görsel tasarım ve dizgi çalışmalarının yapılmasıyla birlikte 2021 yılının bahar aylarında yayınlanması planlanıyor.
Karaburun, İnecik Köyü’nde bulunan Zeytin Okulu 2017'de açıldı. Fotoğraf: Sururi Uras.
Zeytin Okulu, projenin yerel ortağı. Zeytin Okulu’nu kısaca tanıtabilir misiniz?
Funda Barbaros: Zeytince Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, ekolojik yaşam pratikleri konusuna merak duyan ve çoğunluğu akademisyenlerden oluşan bir grup tarafından 2013’te kuruldu. Derneğin temel amaçlarından biri, doğayı daha iyi kavramak ve doğayla uyumlu ekolojik yaşam pratiklerini hayata geçirmek. Bu amaçla, Akdeniz Bölgesi’nin ortak ürünü ve bölgedeki uygarlıkların ortak değerlerinden biri olarak kabul edilen, aynı zamanda barışın ve dostluğun en önemli sembollerinden olan zeytin; Zeytince’nin doğayla ilişkisini kuran, derneğin üretimle ve toprakla olan bağını kuvvetlendiren bir sembol olarak benimsendi.
Zeytince Derneği olarak, zeytinden çıktığımız yolda biriktirdiğimiz birçok bilgiyi paylaşacak, yeni bilgiler biriktirecek, zeytinin odağından dünyaya bakacak bir ‘çatımız’ olmasını çok istedik. Hayallerini kurduğumuz bu çatının, 2016 yılında, Karaburun, İnecik Köyü’nde temelleri atıldı ve 2017 yılının 6 Mayıs’ında Zeytin Okulu açıldı. Zeytin Okulu, zeytin ve ürünleri başta olmak üzere doğal, kültürel ve endüstriyel varlıkların korunmasını ve bölgede bu varlıklara dayalı istihdam ve gelir yaratılmasını amaçlayan bir eğitim ve dayanışma merkezi olarak faaliyet göstermekte. Aynı zamanda, bilim, sanat, spor vb. alanlarda da insana ve doğaya faydalı/saygılı, ekolojik kaygıları taşıyan her türlü faaliyetin desteklendiği bir mekân yaratma amacı gütmekte. Bu kapsamda Zeytin Okulu’nda, başta gençler olmak üzere her yaşta yetişkinlere doğa yürüyüşleri, doğa fotoğrafçılığı, zeytin rotası yürüyüşleri, arkeolojik yüzey araştırmaları gibi çeşitli alanlarda çok sayıda etkinlik ve eğitimler düzenlendi. Zeytin Okulu; az sayıda gönüllüyle yürütülen yoğun faaliyetler sonucunda başta Karaburun yarımadası olmak üzere İzmir, Türkiye ve kısmen yurt dışında ekoloji alanında zeytince bir bakışla farkındalık yaratma, bilgilendirme ve bağlantı kurma konusunda katkı sağladı. Çünkü; zeytinin bi’ bildiği var!
Zeytin Okulu ile ilgili ayrıntılı bilgi için burayı, Pirina projesiyle ilgili ayrıntılı bilgi için burayı tıklayın.