Bu yazıyı yazmaya başlamadan önce sokak sanatıyla ilgilenen yakın sanatçı arkadaşlarıma şu soruyu sordum: Beşiktaş ve sokak sanatı bir araya geldiğinde aklınıza gelen ilk örnek nedir? Neredeyse tamamının aklına “Cowboy 69”un 1993 yılında Ihlamurdere Caddesi üzerine yaptığı İstanbul grafitisi geldi. Eser teknik açıdan birçok sanatçıya yol gösteren öncü ve önemli örneklerden biriydi.
Eğer sokak sanatını “Cowboy 69” gibi Beşiktaşlı sokak sanatçıları üzerinden anlatmaya devam edeceksek, hem sokaklardaki geçmişi, hem Beşiktaş sakini olması nedeniyle Turbo adını zikretmek gerekir. Levent’ten başlayıp Kültür Mahallesi’nden Boğaz’a kadar inen büyük bölge, deyim yerindeyse Turbo’nun egemenliği altındadır. Bu bölgede yapacağınız kısa/uzun yürüyüşlerde Turbo tag’ini, S2K veya Shot2Kill sticker’larını, Turbo’nun alametifarikası salyangozu görmemeniz imkânsızdır.
Bu çerçevede üç sokak sanatçısından daha bahsetmeden devam edemeyiz; Etiler ve çevresinde stencil tekniğiyle yaptığı hayvanlarla nam salan No More Lies, Nisbetiye ve Levent mahalllerinde tag’lerine bolca rastladığımız Mr. Hure ve son olarak Beşiktaş merkezini tam anlamıyla bombalayan Meck. Beşiktaş’ta yaşamasa da yolu Beşiktaş’tan geçen iki sanatçının işleri de Beşiktaş’ın sokak sanatı kültürüne katkı sağlamaya devam ediyor: Atölyesi hâlâ Beşiktaş’ta olan Kien ve kolaj tekniğiyle yaptığı küçük hayvanları Beşiktaş’ın dört bir yanına yapıştıran Kaybid. Berlin’den gelip Grab ismini hafızalarımıza kazıyan grafiti sanatçısıyla bu bahsi sonlandıralım.
Dünya starları Beşiktaş’ta
Sokak sanatlarının Beşiktaş’a hakim olduğu yıl olarak 2014’ü zikredebiliriz. Önce Pera Müzesi’nin düzenlediği “Duvarların Dili Grafiti / Sokak Sanatı” sergisi, ardından grafiti camiasının çok yakından takip ettiği “Meeting of All Star Grafiti Festivali” dünyanın ilgisini Beşiktaş’a çevirdi.
Pera Müzesi’nin düzenlediği “Duvarların Dili Grafiti / Sokak Sanatı” sergisi Roxane Ayral’ın küratörlüğü’nde 13 Ağustos - 5 Ekim 2014 tarihleri arasında gerçekleşti. Her ne kadar sergi Beyoğlu ilçesinde düzenlendiyse de yurtdışından gelen dünya starları Beşiktaş’ın duvarlarını boyadı. “Futura” (ABD) A. Yavuz Kocaömer Parkı’nı, “Gaia” (FR) Ortaköy Kültür Merkezi’nin arka cephesini, “Herakut” (ALM), KR (ABD), ve “Psykoze” (FR) Abbasağa Parkı’nı, “Logan Hicks” (ABD) Ihlamurdere Caddesi üzerindeki bir istinat duvarını, “Suiko” (JP) Levent Kültür Merkezi’ni, “Tilt” (FR) ve Turbo ise Beşiktaş Belediyesi’ne ait iki çöp kamyonunu bu etkinlik kapsamında renklendirdi. Serginin sokak sanatçıları dışında iki önemli konuğu daha vardı: Grafiti dünyasının kült kitabı “Subway Art”ı yaratan iki fenomen Henry Chalfant ve Martha Cooper.
Logan Hicks, 2014, Pera Müzesi Arşivi
Sokakta yapılan işlerden bazıları hakkında ayrıntı verelim. Farklı geçmişleri ve yetenekleri olan iki Alman sanatçının oluşturduğu ikili “Herakut” (Hera ve Akut) yaptıkları resmin üzerinde dönemin milletvekili Bülent Arınç’ın çok ses getiren açıklamasına atfen, çocuklarımıza bir daha asla kahkaha atmamayı öğrettiğimizi hayal edin yazdılar. Hayal bile edemiyorsunuz değil mi? Bugün bu ikonik eseri Abbasağa Parkı’nda görebilirsiniz. “Gaia” ise, Boğaziçi Köprüsü’nden görünen Ortaköy Kültür Merkezi’nin arka cephesindeki işinde 2014 yılında hayatlarını kaybeden 301 Somalı madenciyi anıyordu. Maalesef bu eser merkezin restorasyonu sırasında kapatıldı.
Gaia, 2014, Pera Müzesi Arşivi.
Bu sergi vesilesiyle Beşiktaş’a armağan edilen eserlerden birçoğu Gaia’nın ki gibi artık yok. KR’ın Abbasağa Parkı’nın alt kotundaki trafo binasına yaptığı soyut işi, yıllar içinde farklı grafiti sanatçılarının işleriyle kapatıldı. Psykoze’un yapıştırmasının üzeri 2023 yılında bir belediye işçisi tarafından yanlışlıkla boyandı. Logan Hicks’in eseri bir apartman inşaatına yenildi. Suiko’nun kedileri Levent Kültür Merkezi’nin genişletilme projesi nedeniyle kayboldu. Turbo ve Tilt’in boyadığı çöp kamyonları ise artık emekli, sokaklardan çöp toplamayı bırakalı çok oldu. Kaybolanları görebilmeniz için yazının ekine kentte görülebilen işlerin fotoğraflarıyla birlikte kaybolanların fotoğraflarını da iliştirdik. Hatta kaybolanlara biraz torpil geçtik; kentin bu alandaki görsel hafızasını bir nebze olsun diri tutmak amacıyla…
Grafitinin yaşayan efsanelerinden biri olan Futura’ya Türkiye sevgisi nedeniyle ayrı bir parantez açmakta fayda var. Aile kökenini araştıran ama bir sonuç bulamayan sanatçı son deneme olarak bir DNA testi yaptırmaya karar veriyor ve testin sonucu, yüksek oranda Erzurum İspir’den gelen bir köke işaret ediyor. Bu tarihten sonra sanatçı bu coğrafyanın kültürüne ilgi duyuyor ve bu coğrafyadan aldığı öğeleri sanatında kullanıyor. Sergiyi gezenler hatırlayacaklardır Futura’nın işleri Türk bayrağına gönderme olarak kırmızı-beyazdı. Futura’nın Kültür Mahallesi A. Yavuz Kocaömer Parkı duvarındaki işinin hikâyesi de paylaşmaya değer. O günlerin tanığı Turbo, 2015 yılında yaptığımız bir söyleşi hikâyeyi şöyle anlatmıştı: “Duvar olarak da buradaki duvar verilmiş. Ben de aşağıda oturuyorum. Mahallemde boyadı yani. Onun geldiğini haber alınca koşa koşa geldim buraya… Zannedersem bizim No More Lies ile boyadığımız alan tahsis edilmiş ona. Ona çok büyük geldi. Gerçekten de çok büyük bir duvar tek kişi için. Onun için yandaki duvarı beğenmiş. Yanında da sadece sprey boya getirmiş ve o duvar da büyük olduğu için acaba ne yapayım kafalarına girmiş. Dedim ki ne oldu, dertlisin? Bana normal plastik boya lazım, dedi. Benim bagajımda beyazla siyah var, dedim. Acayip sevindi. İkisini karıştırdı, üst kısımdaki akıtmaları yaptı. Buradan bir tahta parçası bulmuş onlarla da sütunları yaptı. Sonra da böyle farklı bir çalışma çıktı ortaya.”
Beşiktaş’ta 2014’ün ikinci büyük etkinliği Meeting of All Star Grafiti Festivali’ydi. Türkiye’nin önemli grafiticilerinden MET’in öncülüğünde 2006 yılında başlatılan festival ülkedeki grafiticilerin buluşarak bir arada boyamalarını amaçlıyordu. 2008 yılında festivalin kapsamı İBB’nin desteğiyle genişledi. 2006’da mahalle arasında başlayan buluşma, 2008’de o dönem kapatılan Galata Köprüsü üzerine taşındı ve binlerce insanın katıldığı bir festivale dönüştü. 2011 ve 2012’de Taksim Gezi Parkı, 2013 Miniatürk grafitinin ustalarını ağırladı. Türkiye’de grafitinin tanınması için önemli bir misyon üstlendi. Festivali organize eden MET’in bir söyleşide belirttiği gibi festival günleri grafiticilerin bayramı gibiydi.
Meeting of All Star Grafiti Festivali, Barbaros Meydanı, 2014. Fotoğraflar MET Arşivi
Festivalin 7 Eylül 2014 tarihindeki son durağı Beşiktaş Barbaros Meydanı oldu. Festivale yurtdışından Saber MSK (ABD), Roid (İNG), Nychos (AT), Sobekcis (AT), Dems (İSP) Vans The Omega (AU), The Dark Roses (DAN), Hard-Creme (ALM) Del (İSP), KReal (İSP); Türkiye’den ise Turbo, Wyne, Hero, Leo Lunatic, Tabone, Punch, Semi, Funk, Kmr, Copik, Krys, Nub+, Choma, Eka, Dozer, Bedae, Meck, Set, Spook, Dark, Keos, Nuka, Oneson, Shione, Mcroy, Worm, Coper, Ark, Ares, Zest, Neak, Traumas, Saint, Rules, Space, Case, Chek, Sure, Kaos, Kems, Zone, Bomes, Reach, GST, Duvok, Besk, Shero, Stalker, Med katıldı.
Bu iki önemli etkinlikten iki yıl sonra, 2016 yılında Beşiktaş Belediyesi’nin düzenlediği “Beşiktaş Uluslararası Bahçe ve Çiçek Festivali” davetiyle sokak sanatçısı Nerone le Coctail (FR) Beşiktaş’a uğradı. Sanatçının Muallim Naci Caddesi üzerindeki Defterdar İbrahim Paşa Camisi’nin karşısında boyadığı büyük muralden bugüne, duvarın sıvalarının dökülmesi sebebiyle çok küçük bir kısım kaldı. Kent hafızasından silinen başka bir eserin altındaki imza Canavar’a ait. Sanatçı Arnavutköy’de yapılan bir sanat projesi kapsamında 2018 yılında Abdullah Molla Sokak bulunan tarihi bir binanın yan cephesini Kafka’dan ödünç alarak imzasına dönüştürdüğü böceklerle donattı. Eser mahallelinin böcekten rahatsız olması nedeniyle bir süre sonra beyaza boyandı. Kim bilir belki sanatçı da tam olarak bunu amaçlıyordu.
“Hayvan gibi”
Beşiktaş’ta düzenlenen önemli etkinliklerden biri de İstanbul Comics and Art Festival (İCAF) kapsamında Ekim 2019’da “Hayvan Gibi” temasıyla düzenlenen “urban art” projesiydi. Beşiktaş Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen festivalde Türkiye’den Cem Sonel, Beşiktaş Rum İlkokulu’nun yan duvarını; Furkan Nuka Birgün, Şair Leyla Sokağı’ndaki süpermarketin yan duvarını; Kara Gözüktü Kaptan, Hattat Tahsin Sokak ve Şair Nedim Caddesi kesişimindeki binanın büyük cephesini; Max on Duty, Büyük Esma Sultan İlkokulu’nun yanındaki binayı; Rakun ile Somon, Kazan Birahanesi’nin yan duvarını boyadı. Yurtdışından gelen Marina Zumi (ARJ), Akmaz Çeşme Sokağı’ndaki otopark duvarını; TpT (CN/İNG/VN), Kazan Birahanesi’nin arka duvarını; Michelle Hundertzehn (ALM), Muvakkit Sokağı’ndaki otopark duvarını; Martin Krusche (ALM), Çarşıağası Sokağı’ndaki bir bina cephesini renklendirdi. Kadir Amigo Memiş, Feriye Karakolu’nda dansla iç içe geçen bir boyama performansı gerçekleştirdi. Bu etkinliğin Beşiktaş’a kazandırılmasında emeği olan festival direktörü Asena Hayal ve “urban art” projesinin küratörü Denis Leo Hegic’in isimlerini de bu bahiste geçirmek gerek.
Dünyayı etkisi altına alan pandemi bile Beşiktaş’taki sokak sanatı çalışmalarını durdurmaya yetmedi. Beşiktaş Belediyesi’nin 2020 yılında düzenlediği “Merdivenler Renkleniyor” festivali sayesinde Beşiktaş’ın altı merdiveni sokak sanatçılarına teslim edildi. Küratörlüğünü bu satırların yazarının üstlendiği festivalde Somon, Türkali Mahallesi Dizi Sokağı merdivenini; Rakun, Ortaköy Mahallesi Asmalı Hamam Sokak merdivenini; Max on Duty, Abbasağa Mahallesi Kalkan Sokak merdivenini; Cins, Bebek Mahallesi Ehram Yokuşu merdivenini; Kara Gözüktü Kaptan, Ortaköy Mahallesi Cudi Efendi Sokak merdivenini; No More Lies ise Vişnezade Mahallesi Muradiye Bayırı Sokak merdivenini boyadı.
No More Lies, Sağlık Çalışanlarına Saygı Duvarı, 2020.
Aynı yıl Ortaköy Portakal Yokuşu’nda sağlık çalışanları için büyük bir mural projesi başladı. Sokak sanatçısı No More Lies, Beşiktaş Belediyesi’nin davetiyle, pandemide hayatını kaybeden sağlık çalışanları için 6 metreye 46 metre boyutlarında dev bir eser yarattı. Ağustos 2020 tarihinde bitirilen bu çalışma dünyada bu konuda yapılan en erken eserlerden biri olduğu için büyük ilgi uyandırdı. Eserin fotoğrafları dünyada birçok gazete ve dergide yayınlandı.
“Beyond Walls” Beşiktaş’a uğradı
“Sağlık Çalışanlarına Saygı Duvarı”ndan sadece birkaç ay sonra Beşiktaş yine bir sokak sanatı projesiyle dünyada gündem oldu. Forbes dergisinin hazırladığı sanat ve kültür alanında dünyanın 30 yaş altı en etkili insanları listesinde yer alan sanatçı Saype (FR), “Beyond Walls” ismini verdiği projesinin sekizinci ayağı için İstanbul’daydı. Sanatçı ve ekibi İstanbul’da kaldığı iki hafta boyunca Beşiktaş’ta konakladı.
Saype, “Beyond Walls”, Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü, 2020
Bu satırların yazarının da işin mutfağında olduğu proje kapsamında İstanbul’da üç büyük alan boyandı: Sırasıyla Beykoz Çayırı, Boğaziçi Üniversitesi güney kampüsünün merkezindeki yeşil alan ve Haliç’e bağlı bulunan 2,5 dönümlük bir duba. Saype İstanbul’dayken onunla yaptığım söyleşide “Beyond Walls” fikrinin doğuşunu şöyle anlatmıştı:
“…Sanırım beni bu fikir noktasına getiren bütün bir geçmişim. Beyond Walls’un ilk etabı 2018’de, mültecileri denizden kurtaran, SOS Méditerranée Derneği’ni desteklediğim zamandı. Bu proje gerçekten İsviçre Konfederasyonu’nun İsviçre kanunlarında bir takım değişiklikler yapmasına neden olduğunda, kendime, inanılır gibi değil toplumun farklı katmanlarında, politikasında bir şeyleri değiştirmeyi gerçekten başarabiliyoruz, dedim. Çok komiktir, çünkü tam bu iş medyada yankı bulduğunda dünyada Trump’ın duvarından (Meksika Amerika sınırına yapılması planlanan) bahsediliyordu. Bir maliyet hatırlıyorum. Saçma ama, beni biraz da harekete geçiren bu oldu: 18 milyar dolardı. Duvarı yaratmanın bütçesini yaklaşık 18 milyar dolar olarak değerlendiriyorlardı ve ben o sırada SOS Méditerranée’ye destek veriyordum. 18 milyar dolarla denizde kaç gün geçirebileceğimizi hesaplamıştım. Gemiyi denize çıkarmanın günlük bedeli yaklaşık 14.000 Euro. Delilik diye düşündüm, bu parayla 150 sene boyunca denizdeki insanları kurtarabiliriz. Sonra fikri biraz daha ilerlettim, insanlar arasında duvarlar inşa ediyoruz ama aslında aşırı bağlantılı bir dünyada yaşıyoruz, hiç mantıklı değil bu. Felsefecilerle, tarihçilerle konuştum, bunun nasıl olduğunu gerçekten anlamaya çalıştım. Mesela Avrupa Birliği’nde Brexit var. Bu insanlığın öyle bir döneminde olduğumuzu gösteriyor ki, insanlar içlerine kapanmak istiyorlar. Ciddi bir milliyetçilik dalgası da var. Çok sık anlattığım bir olaydır; benim büyük büyük ailem II. Dünya Savaşı’nda memleketlerini terk etmeye zorlandıkları için öldü. Birlikte yaşamak, barış ve iyimserlik değerlerini savunmak için harekete geçmek bize, bizim jenerasyonumuza düşüyor. Bunları yapmak bizim işimiz ve bu yüzden bu projeyi başlattım. Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo ile karşılaşma şansına sahip oldum. Fikri hemen sevdi ve bize destek oldu. Eyfel Kulesi’nin dibi olan Champs de Mars gibi ikonik bir lokasyonda çalışmamızı sağladı. Bu noktadan başladı her şey…”
Saype ile ilk kez bu yazı vesilesiyle tanışanlar için kısa bir bilgi vereyim. İsmi say ve peace kelimelerinin hecelerinden oluşuyor. Devasa freskolarını kömür tozu, kireç ve süt enzimlerini karıştırarak oluşturduğu ekolojik bir boyayla boyuyor. Doğaya zararı olmayan boya kısa bir süre içinde suyla çözünerek kayboluyor. Sanatının amacını şu kısa cümleyle özetliyor: “Doğayı etkilemeden sadece insanları etkilemek.”
Kronolojik olarak devam edecek olursak, Beşiktaş’ta ses getiren tekil mural çalışmalarından biri de Mural-East organizasyonuyla gerçekleştirildi. Max on Duty’nin basketbolcu Sinan Güler’den ilham alarak 2021 yazında boyadığı Abbasağa Parkı’ndaki basketbol sahası hâlâ sokak basketbolcularının gözdesi.
Max on Duty, 2021. Mural-East Arşivi
Kadıköylü sanatçı Max On Duty’nin yolu 2023 yılında yine bizim yakadan geçti. Sanatçı bu sefer Etiler Tanburi Ali Efendi Sokak’taki Levent-Rumelihisarı metro hattının şaftını tuval olarak kullandı. Sanatçının “gökyüzünün, gün batımının ve gözlemlediğim tüm martıların basit ve ritmik bir soyutlaması” olarak özetlediği eserinin adı “Laridea”. Aynı yıl Kadıköylü başka bir sanatçının daha odağında Beşiktaş vardı. Grafitileriyle tanıdığımız Rash in Trouble, ilk muralini Beşiktaş Belediyesi Dikilitaş Semt Evi’nin yan duvarında gerçekleştirdi. Bu yılın en büyük işlerinden biri de Meck’in Dikilitaş Spor Kulübü’nün futbol sahasına yaptığı 6x45 metre boyutlarındaki muraldi. Eserin odağında Beşiktaş’ta futbol deyince akla gelen ilk isim olan Süleyman Seba yer alıyor. Bu yazı yazılırken Beşiktaş’ın sokaklarına armağan edilen son muralin altında Kien imzası var. Sanatçı, Boğaziçi Üniversitesi güney kampüsünde bulunan basketbol sahasının zeminine İstanbul’un birçok noktasında görmeye alışık olduğumuz astronotlarıyla süsledi.
Karalama Duvarları
Grafiti sanatçılarının özgürce ve izinsiz boyadıkları, stillerini geliştirdikleri duvarlara hall of fame deniyor. Bu yazı vesilesiyle hall of fame’e Türkçe bir isim önermek isterim. Öneri benden takdir sizden! Nasıl ressamların karalama/eskiz defterleri varsa sokak sanatçıları için hall of fame’ler birer karalama duvarı. Bu önerinin ardından İstanbul’un ilk karalama duvarlarından birinin Beşiktaş Sekbanlar Sokak’taki Star Oto’nun istinat duvarı olduğunu söyleyebiliriz. 2000 yılında itibaren Turbo’nun girişimi ve grafiti sever otopark sahibinin oluruyla bu duvar yurtdışından İstanbul’a gelen özellikle Alman sanatçılar tarafından yıllarca boyandı. Homer (ALM), Desan (CH), Birth (ALM), Esher (ALM), Dejoe (ALM), Poker (ALM), Roger (ALM) ve Medie (ALM) hafızamızda kalanlar. Duvar pandemi sonrasında onarıldığı için bu işleri görmek artık mümkün değil.
Tamamen şans eseri olarak Beşiktaş’ın ikinci karalama duvarı da aynı sokak üzerinde. Pandemi döneminde Beşiktaş Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün izniyle Prof. Aykut Barka Deprem Parkı’nın alt girişindeki istinat duvarları 2022 yılında sokak sanatçılarına bırakıldı. Kronolojik olarak yazacak olursak önce Stesi156 (FR) karalama duvarını bombaladı. Onu Türkiye’den No More Lies, Mr Hure ve Leo Lunatic izledi. 2023 yılında uzaklardan gelen Sergunmt (RU) son kalan duvarlardan birine kaplumbağasını yerleştirdi. Finali ise mahallenin yerlisi Turbo salyangozuyla yaptı.
Cowboy 69’un Beşiktaş’ta yaptığı İstanbul Grafitisi’nin üzerinden otuz yıl geçti. Bu otuz yılda Beşiktaş’ın sokakları, yüzlerce sanatçının eserleriyle donatıldı. Bazılarının üzeri kapatıldı, bazıları zamanın etkilerine yenik düştü. Bunların yerine yenileri eklendi, eklenmeye devam edecek. Çünkü sokak var oldukça grafiti ve street art var olacak; sanatçılar ürettikleriyle dünyayı etkileyen olaylara farklı bir bakış açısıyla bakmamızı sağlayacak. Daha önce Beşiktaş’ta boyamayan veya uzun süredir yolu Beşiktaş’tan geçmeyen sokak sanatçılarına kısa bir çağrıyla yazıyı bitirelim: Beşiktaş’ta boyanmayı bekleyen yüzlerce gri duvar var
Futura, 2014
Suiko, 2014
Psykoze, 2014
KR, 2014, Pera Müzesi Arşivi
No More Lies & Turbo, 2015
Tilt, 2014, Pera Müzesi Arşivi
Kara Gözüktü Kaptan, 2019, Gökhan Tan
TpT ve Somon&Rakun, 2019
SCR Crew, 2020, Fotoğraf: Tolga İldun
Nerone Le Coctail, 2016
Canavar, 2018
Somon, 2020.
Sergunmt, 2023.
No More Lies, 2022.
Herakut, 2014.
Max on Duty, 2023.
Meck, 2023.
Kien, 2023. Fotoğraf: Güven Göçmen
Stesi156, 2022.
Obey Giant, 2000’li yıllar. Fotoğraf: Turbo Arşivi
Kara Gözüktü Kaptan, 2020.
Kaybid, 2019. Fotoğraf: Kaybid Arşivi
Kaybid, 2018. Fotoğraf: Kaybid Arşivi
No More Lies, 2021.
Meck & Turbo, 2023.