Dünyada çok az kent Leipzig kadar klasik müzik mirasına sahip olduğunu iddia edebilir. Kent ev sahipliği yaptığı Johann Sebastian Bach, Richard Wagner, Felix Mendelssohn ve Robert Schumann gibi dünya müzik tarihinin dev bestecileri; Gewandhaus gibi köklü orkestralarıyla Avrupa’nın en önemli müzik başkentlerinden birisi. Kentin Barok mimarisi bu eşsiz müzik tarihinin derinlemesine tecrübe edilebilmesine imkân veriyor. Her köşe başında sokak müzisyenleri ve kentin dört tarafını dolaşan “müzik yolu” ile Leipzig âdeta açık hava klasik müzik müzesi gibi...
İçinde bulunduğumuz 2015 yılı Leipzig tarihi için önemli olayların yıldönümü; kentin yazılı kayıtlarda isminin ilk defa belirmesinin 1000. yılı. Berlin Duvarı’nın yıkılışına yol açacak önemli tarihi olayların ilk kıvılcımı da yine 25 yıl önce Leipzig’de atılmış. Doğu Almanya zamanında biraz geri planda kalan kent, Almanya’nın birleşmesiyle tekrar eski canlılığına kavuşarak ülkenin aktif kültür sanat merkezlerinden birisine dönüşmüş.
Her sene haziran ayında yapılan Bach Festivali sayesinde klasik müzik sevenlerin yakından tanıdığı Leipzig, 2015’te de on gün boyunca zengin bir program sundu. Festivalin en önemli sürprizi Jean Sebastian Bach’ın yegâne otantik portresinin 265 yıl sonra Leipzig’e geri dönüşüydü. Leipzigli ressam Elias Gottlob Hausmann’ın 1748 yılında yaptığı portre Amerikalı hayırsever ve müzik uzmanı Dr. William H. Scheide tarafından Bach Müzesi’ne bağışlandı. Böylece bu portre, önemli yıldönümlerinin kutlandığı 2015’te, kent tarihinin ayrılmaz parçası olarak evine geri dönmüş oldu.