6 Şubat 2023 günü sabah erken saatlerde ve öğleden sonra meydana gelen büyük ölçekli depremler sonrasında 11 ilimizde, yaklaşık 14,5 milyonluk bir nüfus alanında kitlesel bir yıkım oluştu. Bu yıkımın boyutunu gerçekten anlayabilmek için ne habercilerin videoları, dron çekimleri, fotoğrafları ne de oradaki röportajlar yeterli değil. Oraları görmeden felaketin gerçek boyutunu anlamak maalesef mümkün değil.
Felaket sonrası erken dönemde ve sonrasında, birinci ayında o bölgeleri gören bir çocuk hekimi olarak kendi gözlemlerim ve HASUDER (Halk Sağlığı Uzmanları Derneği) ile TTB (Türk Tabipleri Birliği) birinci ay raporları, bölgeden hastalarımız, oralarda çalışan arkadaşlarımız aracılığı ile öğrendiklerimiz ilk günlere göre hâlâ ciddi sorunların devam ettiği yönünde.
Afetler sonrası yapılması gerekenler çok net ve belirlidir: 1-Arama kurtarma faaliyetlerinin en kısa sürede, etkin biçimde başlatılması; 2-Acil tıbbi müdahalenin en kısa sürede, etkin biçimde yapılması; 3-Afetzedenin barınma, gündelik gıda ve içme suyunun karşılanması. İlk dakikalardan itibaren, ilk günler için hayati olan bu durum, felaketin büyüklüğü ne olursa olsun birincil önceliği vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlamak olan çağdaş ve demokratik bir devlet için olmazsa olmazdır. Kısaca söylemek gerekirse afet ve olağan dışı durumlarla baş edebilmek kamusal görevdir. Tüm yukarıdaki müdahaleler de basit, uygulanabilir, sürdürülebilir bir afet yönetimini gerektirir.
Afetler sonrası olumsuzluklardan ne yazık ki en fazla etkilenenler çocuklar ve kadınlar. Bu afet sonrasında kaybedilenleri ve ağır yaralı olanları bir kenarda tutarsak her yaştan çocuğun çok sayıda ve çok önemli sorunlarla karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Kimsesiz kalmış, ailelerini kaybetmiş çocukların durumu hâlâ bir netlik kazanmış değil, devlet kuruluşlarının ciddi bir sorumluluk ile organize olmadığı da bir gerçek. Aileleri ile bir arada olan çocukların ise çadır bile olsa uygun yaşam alanlarında, asgari temizlik ve yaşam şartlarının sağlanabildiği yerlerde olmadıkları görülüyor. Çeşitli kuruluşların günlük yemek ihtiyacını karşılama çabaları biliniyor ancak bunlar da düzgün ve düzenli bir organizasyonun parçası değiller ne yazık ki. En önemli gündelik ihtiyaçlardan tuvalet, tuvalet temizliği için su, temizlik malzemeleri, barınak ile tuvaletler arası mesafe yeterli biçimde sağlanmış değil.
Felaket sonrası birçok yerde aile hekimliği merkezleri dahil sağlık kuruluşlarının çalışamaz durumda olması, yeterli sayıda ve uygun donanımda sahra hastanelerinin kurulamaması (az sayıda dış kaynaklı yardım kuruluşu, gönüllülük esasıyla çalışan STK’ların bir ve ikinci düzey hastaneleri dışında) çocuklar için koruyucu sağlık hizmetlerinin (aşılama vb) yapılamamasına, tedavi edici sağlık hizmetlerinin ise oldukça yetersiz olmasına neden oluyor. Bu sağlıksız koşulların devam etmesi ilerleyen günlerde zaten var olan uyuz ve bit vakalarının daha da çok artacağı, gastroenteritler başta olmak üzere enfeksiyöz hastalıkların salgın boyutuna ulaşabileceği kanısını uyandırdı. Tüm bunların yanında erken dönemde kendini çok belli etmese de akut stres sendromu veya akut posttravmatik depresyon gibi durumlar için psikolojik danışım merkezleri, gönüllü olarak çalışan bir avuç hekim dışında deprem bölgelerinde ne yazık ki yok. Bir diğer sorun maalesef eğitim öğretim için bir ay sonra dahi bir düzenleme yapılmamış olması. Ayrıca ne yazık ki deprem bölgesinden sağlıklı somut veri alınamaması da önemli diğer bir problem.
Sonuç olarak böylesi bir afet sonrası çocuklar özelinde konuşacak olursak hâlâ çözülmeyi bekleyen ciddi sorunlar zinciri -barınma, sağlık, temizlik, güvenlik, eğitim- olduğunu ve bunları çözmek adına da bir büyük organizasyonun yapılandırılmadığını, devreye giremediğini gördüğümüzü söyleyebiliriz.
Magma 62 / Deprem Özel Sayısı
PDF:
https://www.magmadergisi.com/belgeler/magma-deprem-ozel-sayisi.pdf
Zip:
https://www.magmadergisi.com/belgeler/magma-deprem-ozel-sayisi.zip
Dergilik:
https://dergilik.com.tr/magazine/magma-dergisi-ozel-sayi-2023-yili-0/79775
Dmags:
https://dmags.net/yayinlar/magma-dergisi/deprem-ozel-sayisi/15397