Türkiye Ormancılar Derneği, mecliste görüşülmesi beklenen ve ormanların madenciliğe açılmasını kolaylaştıran kanun teklifine karşı sert bir açıklama yayınladı. Dernek, teklifin Türkiye'nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefleriyle çeliştiğini ve orman ekosistemlerini geri dönüşü olmayacak şekilde tahrip edeceğini vurguladı.

Türkiye Ormancılar Derneği'nin Basın Açıklaması'nın Tam Metni

Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir süreçten geçtiği bu dönemde, fosil yakıtların vazgeçilmez olduğu vurgulanarak hazırlanan bu kanun teklifi, ülkenin taahhüt ettiği sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle açık bir çelişki içindedir. Türkiye, 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda sera gazı emisyonlarını %41 azaltmayı taahhüt ederken, maden kanununda yapılan bu değişikliklerle, karbon yutakları olan ormanların madenciliğe açılmasını öngörmekte ve iklim değişikliği ile mücadeleyi sekteye uğratmaktadır.

2872 Sayılı Çevre Kanunu, 3213 sayılı Maden Kanunu, 4342 sayılı Mera Kanunu, 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Kullanımına İlişkin Kanun, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun bazı maddeleri değiştirilmesi teklifi ile; orman, zeytinlik, mera ve sit alanlarının neredeyse tamamını madenciliğe açmayı hedefliyor. Teklif kanunlaşırsa; Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) madencilik projelerinde tek karar verici olacak, zaten sağlıklı yürümeyen ÇED süreçleri hızlandırılacak ve acele kamulaştırma kurumsallaşacaktır. Ayrıca, devletin madencilik izinlerinden aldığı ücretlerde hesaplama katsayıları düşürülerek, şirketlerin daha az ödeme yapması sağlanacaktır.

Fosil Yakıtlarla Çelişen Strateji

Kanun teklifinin gerekçesinde enerji arz güvenliği ve dışa bağımlılığı azaltma hedefi öne çıkarılmaktadır. Ancak bu, kömür madenciliğini teşvik etmek ve ormanları, zeytinlikleri, kültürel miras alanlarını ve su havzalarını feda etmek anlamına gelmektedir. Türkiye’nin yenilenebilir enerjiye geçiş stratejisi ve Paris İklim Anlaşması taahhütleri göz önüne alındığında, bu teklif sürdürülebilir kalkınma ilkelerine aykırıdır.

Karbon Yutakları Olan Ormanların Korunması Şarttır

Teklifte maden alanlarına denk gelen ormanların Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG)’e ücretsiz devredileceği ve kurumlardan görüş alma süreçlerinin de MAPEG tarafından yürütüleceği belirtilmektedir. Bu düzenleme, ormanların kamu yararı adına korunmasını savunan anayasal yükümlülükleri göz ardı etmektedir.

Muhafaza Ormanlarının Yok Edilmesine Karşıyız

Kanun teklifinin 3’üncü maddesi ile 3213 Sayılı Maden Kanunun 7. Maddesinin 2. Fıkrasının değiştirilmesi ile “muhafaza ormanı” ifadesi yasadan çıkarılarak, en üst düzeyde koruma statüsüne sahip muhafaza ormanları, normal ormanlar gibi iş ve işleme konu edilerek, madenciliğe açılmasının yolu yapılmaktadır. 6831 sayılı Orman Yasasının 23 ve 24’üncü maddeleri gereğince, “arazi kayması ve yağmurlarla yıkanması tehlikesine maruz olan yerlerdeki ormanlarla, meskûn mahallerin havasını, şose ve demiryollarını, toz ve kum fırtınalarına karşı muhafaza eden ve nehir yataklarının dolmasının önüne geçen veya memleket müdafaası için muhafazası zorunlu olan devlet ormanları veya maki veya fundalarla örtülü yerleri” sürekli olarak; tahrip edilmiş veya yangın görmüş devlet ormanlarını da üretim ormanı haline gelinceye kadar bakanlar kurulu kararıyla, muhafaza ormanı olarak ayrılmaktadır. Bugüne kadar ilan edilen 54 adet, toplam 247.707 hektar “muhafaza ormanı” statüsünde orman alanı vardır. Bu alanların madenciliğe konu edilecek şekilde yasadan çıkarılmasının teklif edilmesi dahi düşünülemez ve derhal geri çekilmelidir.

Ormanların Ekonomik Katma Değeri Kömürden Daha Yüksektir

Teklifin temel gerekçelerinden biri, madencilik faaliyetlerinin ekonomik kazanç sağlamasıdır. Ancak ormanların sağladığı ekolojik ve ekonomik katkı, kömür madenciliğinin kısa vadeli kazançlarından çok daha büyüktür:

Madencilik Teklifi Ormanları Yok Edecek, İklim Hedeflerini Sabote Edecek 1

Kanun teklifinde sadece maden yatırımcısının emek, masraf ve zaman kaybının önüne geçilmesi hedeflenmiş, madencilik faaliyetlerinin Ülke ormanlarının devamlılığı ve idaresi üzerindeki olumsuz etkileri yok sayılmıştır.

Orman ekosistemi, iklim değişikliğiyle mücadelede kritik rol oynayan karbon yutaklarıdır. Türkiye’nin iklim hedefleriyle tutarlı bir enerji politikası, fosil yakıt madenciliğini teşvik etmek yerine, ormanları koruyarak ve yenilenebilir enerjiye yatırım yaparak sürdürülebilirliği sağlamaktır.

Kanun teklifi ekinde yer alan koordinat listesine göre; Muğla-Yatağan ilçesindeki 1’inci alanda 14.100 hektar, Muğla-Milas ilçesindeki 2’nci alanda 23.307 hektar olmak üzere toplam 37.407 hektar büyüklüğünde bir alan madenciliğe açılacaktır. Bu alanın 19.733 hektarı ormanlık alandır. Daha önce bu alanların madenciliğe açılmasına yönelik genel mevzuat düzenlemelerinin STK’lar tarafından yargıya taşınması ve yargı kararıyla düzenlemelerin iptal edilmesi üzerine; bu kez kişiye özel ve adrese teslim düzenleme yapılmaya çalışılmaktadır.

Yapılmaya çalışılan bu özel düzenlemenin, Anayasamızın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10’uncu maddesi ile “Ormanların korunması ve geliştirilmesi” başlıklı 169’uncu maddesine aykırılık teşkil ettiğini düşünüyoruz.

Türkiye Ormancılar Derneği’nin Çağrısı

Türkiye Ormancılar Derneği olarak, Devlet Ormanlarının madencilik için MAPEG’e devredilmesine, muhafaza ormanlarının madenciliğe açılmasına ve kömür madenciliğinin ekosistem üzerinde yaratacağı yıkıma şiddetle karşı çıkıyoruz. Türkiye, iklim değişikliği ile mücadelede uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmek istiyorsa, bu yasa teklifi derhal geri çekilmelidir.