Dünyanın neredeyse tüm ekosistemlerinde bulunan böcekler, göçmen kuşlar için uzun yolculuklarında temel besin kaynakları. Göçmen kuşlar genellikle göçlerini böcek bolluğuna göre ayarlıyor. Göç molaları sırasında beslenmek, üreme başarısı ve yavrularını beslemek için bu böceklere bağımlıdırlar.
Son yıllarda, böcek popülasyonlarının azalmakta olduğu ve bunun da hayatta kalmak için böceklere bağımlı olan kuş türlerindeki azalmayla bağlantılı olduğu tespit edildi. Science dergisinde yer alan bir makalede, her on yılda bir dünya böcek nüfusunun yaklaşık %9'unu kaybettiğimiz açıklandı. Ormansızlaşma, endüstriyel tarım, pestisitlerin aşırı kullanımı, ışık kirliliği ve iklim değişikliği bu eğilimi tetikleyen başlıca faktörler. Yine Nature dergisinde 2006 yılında yayımlanan makalede Avrupa'da kara sinekkapanın (Ficedula hypoleuca) popülasyonundaki düşüşün iklime bağlı gıda kıtlığı ile ilişkilendirilmiştir. Çünkü kuşlar artık Avrupa ormanlarına sıklıkla tırtıllar yavrularının yiyemeyeceği böceklere dönüştükten sonra, yanlış zamanlamayla ulaşmaktadır.

Kara Sinekkapan (Ficedula hypoleuca), havada yakaladıkları böceklerin yanı sıra ağaç gövdeleri ile dalları üzerinde yakaladıkları veya yerde buldukları böcekler ve eklem bacaklılarla da beslenirler.
Kuşların çoğunluğu yaz aylarında kuzeydeki üreme alanlarından güneydeki kışlama alanlarına, Afrika'nın güney bölgelerinde üreyen bazı kuş türleri ise kışın kuzeydeki kışlama alanlarına göç ediyor. Ayrıca yatay olarak göç eden türler var ve bazı türler de rakım olarak yüksek ve alçak bölgeler arasında göç ediyor. Kuşların bu uzun göç yolculuklarında dinlenmek, beslenmek ve kötü hava koşullarını atlatmak için yolculuklarına ara veriyorlar. Bu molalarda böceklerle beslenmeleri büyük önem taşıyor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ GÖÇ ZAMANLARINI KAYDIRIYOR
Türkiye’de bilinen 501 kuş türü var. Sadece kışlama, üreme ve göçleri sırasında konaklama amacıyla gelen kuş türü sayısı ise 225. Bu kuşların iklim ve hava koşullarına karşı son derece hassas. Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ornitoloji Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Kiraz Erciyas Yavuz Anadolu Ajansı’na verdiği röportajda bu durumu şöyle açıklıyor: " İklim değişikliği medeniyle göçmen kuşların göç takvimlerinde değişim izleniyor. İlkbaharda erken geliş ve üreme alanlarından geç ayrılma, göç mesafesinde değişiklik, yerlileşme yani göç etmeme, alan değişimi gibi durumlar gözleniyor. Yapılan çalışmalar 2100 yılına kadar hava sıcaklıklarındaki 1,4 ila 5,8 derecelik değişiklikler ile atmosferdeki karbondioksitin 2 katına çıkmasının, kuşların dağılımlarında büyük kaymalar, büyük nüfus azalmaları ve yüksek düzeyde yok olma gibi ciddi etkileri olacağını gösteriyor. Göçmen kuşların göç takvimlerinde değişim izleniyor. İlkbaharda erken geliş ve üreme alanlarından geç ayrılma, göç mesafesinde değişiklik, yerlileşme yani göç etmeme, alan değişimi gibi durumlar gözleniyor. Kap kumrusu, ak yanaklı Arap bülbülü ve ibibik toygarı gibi türlerin Afrika'daki dağılım alanları genişledi ve Türkiye gibi yeni bölgelerde üremeye başladılar. Son zamanlarda leylek, kara leylek, çeltikçi gibi yaz göçmeni türler ülkemizde kışlamaya başladı ve sayıları her geçen yıl daha artıyor. Karabaşlı ötleğen gibi kısa mesafe göçmeni türlerin önce Akdeniz kıyısında kışlamaya başladığı, şimdilerde ise ülkemizin değişik yerlerinde artan sayıda kışladığını biliyoruz ki bu türlerin 4-5 sene öncesine ait üreme kaydı yok."

Çeltikçi (Plegadis falcinellus), bataklık ve sulak alanlarda sürüler halinde beslenir. Böcekler ve böcek larvaları, küçük balıklar ve amfibileri tüketir. Türkiye’nin tüm bölgelerinde, uygun habitata sahip alanlarda, göç dönemlerinde görülen bir türdür.
TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR GÖÇ YOLU
Her yıl on binlerce kuş, üreme ve kışlama alanları arasında uzun bir göç yolculuğu gerçekleştiriyor. Doğanın döngüselliğinin en iyi göstergesi olan bu göç hareketi, ilkbahar ve sonbaharda yoğun olmak üzere yılda iki kez yaşanıyor. Türkiye, bulunduğu coğrafi konum itibarıyla kuşlar için önemli bir göç rotasını oluşturuyor. Özellikle de süzülerek göç eden türler açısından Afrika-Avrupa ve Afrika-Asya doğrultusunda küresel bir öneme sahiptir.

Gökkuzgun (Coracias garrulus), halk arasında “mavi karga” olarak da bilinen gösterişli bir yaz göçmenidir. Temel besin kaynağı omurgasızlardır. Bunlar arasında çoğunlukla böcekçilleri tercih eder. Özellikle çekirgeleri, ağustos böceklerini ve güveleri severek yer.
Süzülerek göç eden kuşlar denizler üzerinden geçmemek için belli dar boğazları seçiyor. Bu tür dar boğazların ülkemizde en tanınmışı İstanbul Boğazı. Orta ve Doğu Avrupa’dan yola çıkan binlerce kartal, şahin ve on binlerce leylek özellikle sonbahar göçü sırasında Çamlıca sırtlarından meraklılara eşsiz görüntüler sunuyor. Daha az bilinen bir darboğaz olan Borçka-Artvin ise Türkiye’nin diğer ucunda, Doğu Avrupa’nın doğusundan ve Kazakistan bozkırlarından gelen yırtıcılar için yaşamsal önem taşıyor. Bu türler yurdumuzu terk ederken ise güney sınırımızda Belen Geçidi (Hatay) semalarında yoğun sürüler hâlinde görülebilir. Durum sadece yırtıcılar için değil, pek çok ötücü kuş türü için de benzerdir. Her yıl çok sayıda türden pek çok birey kuzey-güney ya da güney-kuzey göçleri esnasında Türkiye’den geçen rotalarını kullanırlar. Su kuşları da uzun ve kısa mesafeli olarak Türkiye üzerinden göç eder. Açık deniz kuşları ve ördek türleri ilkbahar döneminde Avrupa kıtasının içlerine ulaşabilmek amacıyla doğuya ya da batıya doğru Kuzey Avrupa kıyı şeridi boyunca açarlar. Bu popülasyonlar sonbahar göç döneminde de aynı şekilde sahil şeridini takip ederek kışlama alanlarına ulaşabilmektedir.

Sarıasma (Oriolus oriolus), böcekler, böcek larvaları ve meyvelerle beslenir. Yaz göçmeni ve geçit türüdür. Yurdun tamamında göç dönemlerinde görülebilir.
SÜZÜLEN KUŞLARIN İSTANBUL YOLU
Kuşların göç hareketi karalar üzerinden yükselen sıcak hava akımları vasıtasıyla minimum enerji-maksimum yol mantığıyla gerçekleşir. Karaların bittiği noktalarda ise yine minimum enerji harcamak için kara parçalarının birbirine yakın olduğu dar boğazları tercih ederler. İstanbul Boğazı bunun dünya üzerinde en önemli örneklerinden birisi. Sadece leylekler ve yırtıcılar gibi süzülerek göç eden kuşlar için değil, aynı zamanda kanat çırparak cephe şeklinde göç eden ötücüler ve “V” şeklinde ilerleyen su kuşları için de göç güzergâhıdır. Göçmen kuşlar iki ana şekilde göç ederler: Süzülerek göç edenler ve kanat çırparak aktif uçuş yapanlar. Ötücü kuşlar, kıyı kuşları ve diğer su kuşları gibi aktif uçuşla göç eden türler, karalara bağımlı olmaksızın geniş su yüzeylerini doğrudan aşabilirler. İstanbul kenti aynı zamanda ötücü kuşlar ile kıyı ve su kuşlarının da göç güzergâhı üzerindedir. İstanbul Boğazı’nda ilkbahar göçü Sarıyer sırtlarından, sonbahar döneminde ise Toygar Tepe ve Çamlıca tepelerinden rahatça izlenebilmektedir.