UNESCO VE IUCN (Dünya Doğa Koruma Birliği) iş birliğiyle Dünya Mirası Listesi'nde kayıtlı olan yerlerde yaşayan canlı türlerinin durumuyla ilgili ilk kez kapsamlı bir çalışma yapıldı. Raporda bu alanların dünyadaki biyoçeşitliliğin korunmasında oynadıkları kilit rolün önemine dikkat çekildi. Bu çalışma UNESCO Dünya Mirası alanlarının biyoçeşitliliğin korunmasındaki önemini bir kez daha verilerle kanıtladı. UNESCO direktörü Audrey Azoulay, yaptığı açılamada “Dünya Mirası Listesi’nde yer alan 1.157 alan sadece tarihi ve kültürel açıdan olağanüstü değil aynı zamanda dünyadaki yaşam çeşitliliğinin korunması, temel ekosistem hizmetlerinin sürdürülmesi ve iklim krizi açısından da kritik öneme sahip.” dedi.

Rapora göre gezenimizin %1'inden daha azını oluşturan Miras Alanlar, ağaçlar dahil 75.000'den fazla bitki türü ve 30.000'den fazla memeli, kuş, balık, sürüngen ve amfibi türü de dahil olmak üzere küresel tür zenginliğinin %20'sinden fazlasına ev sahipliği yapıyor. Bu sahalar, dünyadaki tüm memeli, kuş ve sert mercan türlerinin yarısından fazlasını barındırmaları sayesinde bilimsel bilginin artırılması için doğal gözlemevleri olarak hizmet vermelerinin yanı sıra yeni çevre koruma girişimleri için de ilham kaynağı oluyor.
Yok Oluşa Karşı Son Savunma Hattı
Dünya Mirası Sözleşmesi, dünyadaki biyolojik çeşitliliğin korunması açısından bu bölgelerde en üst düzeyde uluslararası koruma sağlıyor. Bu alanların tüm fillerin, kaplanların ve pandaların üçte biri ve büyük maymunların, aslanların ve gergedanların en az 10’da biri dahil olmak üzere 20.000'den fazla nesli tehdit altındaki türü koruduğu tahmin ediliyor. Özellikle Kültürel Dünya Mirası alanları biyolojik çeşitliliğin korunmasında önemli bir müttefik, çünkü bunların yaklaşık %20'si Önemli Biyolojik Çeşitlilik Alanları’nda (KeyBiodiversity Areas-KBAs) yer alıyor.
Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bazı türler için ise Dünya Mirası alanları adeta son savunma hattı haline gelmiş. Çünkü bu miras alanları kalan tüm Cava gergedanları, Körfez muturları ve pembe iguanaların yanı sıra Sumatra gergedanları, Sumatra orangutanları ve dağ gorillerinin yarısından fazlasına ev sahipliği yapıyor.
Dünya Mirası Sözleşmesi yerel halklar, ulusal ve bölgesel makamlar, uluslararası kuruluşlar gibi ilgili tüm paydaşlarla koordineli çalışmak için fırsat yaratarak birçok başarılı koruma öyküsünün ortaya çıkmasını da sağladı. Örneğin, Kaziranga Milli Parkı (Hindistan) ve Chitwan Milli Parkı'nda (Nepal) 1980'lerin ortalarında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmelerinden bu yana yürütülen çalışmalar, büyük tek boynuzlu gergedanların popülasyonunu iki katı artırarak yaklaşık 4.000 bireye çıkardı.
İnsan ve Biyoçeşitliliğin Derin Bağları
Biyoçeşitlilik sağladığı sayısız faydanın yanı sıra doğayla olan ilişkimizin de temelini oluşturuyor. UNESCO Dünya Mirası alanlarındaki ekosistem çeşitliliği, su kaynaklarının korunması gibi önemli çevresel hizmetleri sürdürmenin yanı sıra sürdürülebilir faaliyetler yoluyla iş ve gelir de sağlıyor. UNESCO Dünya Mirası alanları aynı zamanda doğa ve kültür arasındaki bağı daha da güçlendirmek için önemli bir araç. Çünkü kentsel alanlardakiler de dahil olmak üzere birçok kültürel alan biyolojik çeşitliliği koruyabilir ve doğa kaybını durdurma çabalarında eşsiz bir müttefiktir.
Acil Eylem İçin Zaman Daralıyor
Bununla birlikte, koruma tedbirlerinin güçlendirilmesine acil ihtiyaç var: küresel sıcaklıktaki her 1°C'lik artış, tehlikeli iklim koşullarının tehdit ettiği türlerin sayısını iki katına çıkarabilir. UNESCO Dünya Mirası alanları, biyolojik çeşitlilik açısından hayati öneme sahip sıcak noktalarda oynadıkları rol göz önüne alındığında, sözleşmeye taraf devletler tarafından her ne pahasına olursa olsun korunmalıdır.
UNESCO, Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi'nin (GBF) eyleme geçirilmesinde kilit rol oynadıkları için üye ülkeleri Ulusal Biyoçeşitlilik Stratejileri ve Eylem Planlarında (NBSAP'ler) Dünya Mirası alanlarına öncelik vermeye çağırdı. IUCN ve UNESCO’nun birlikte yaptığı bu çalışma, alan yöneticilerinin bu hedeflere ulaşmak için gerekli adımları atmaları için önemli bir araç oldu. Kasım 2022'de UNESCO Genel Müdürü tarafından sözleşmenin 50. yıldönümünde açıklandığı gibi, 2025 yılına kadar tüm Dünya Mirası alan yöneticileri iklim değişikliğine uyum stratejileri konusunda eğitilecek ve 2029 yılına kadar tüm alanların bir iklim uyum planı olacak.
Türkiye’nin UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirası Listesi'nde 17’si kültürel, 2’si karma olmak üzere 19 miras alanı bulunuyor.
Doğal Mirası Geçici Listesi'nde ise Türkiye'den listeye alınan alanlar ve alınma tarihleri:
Tuz Gölü Özel Doğa Koruma Alanı (Ankara-Konya-Aksaray) 2013, Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti (Samsun) 2016 ve Ballıca Mağarası Tabiat Parkı (Tokat) 2019.
Türkiye UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirası Listesi'nin tamamını okumak için tıklayınız.