Türkiye’deki buzullarının erimekte olduğu uzun zamandır biliniyordu. Ancak ilk defa bilim insanları tarafından yapılan bir araştırma, durumun tahmin edilenden daha ciddi olduğunu ortaya koydu; 1970’lerden bu yana ülkedeki buzul kaplı alanın yarısından çoğu kaybolmuş durumda!

Ege Üniversitesi ve NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden bir ekip araştırma için Landsat, Aster ve diğer yüksek çözünürlüklü uyduların yaklaşık 45 yıllık görüntülerini inceledi. Üniversiteden Doğukan Doğu Yavaşlı’nın yönettiği ekip Türkiye’deki tüm buzul alanlarının (toplam 14 ana buzul var) 1970’lerden beri yüzde kaçlık değişim gösterdiğini anlamaya çalıştı. Toplam buzul alanının 1970’lerden 2012 - 2013 yıllarına kadar 25 kilometrekareden 10,85 kilometrekareye düştüğü görüldü. Araştırma kapsamında incelenen 14 buzuldan 5’inin tamamen eridiği ortaya çıktı. O tarihten bu zamana yok olan ya da uydu görüntülerinde belirlenemeyecek kadar küçülen buzullar Erciyes, Lolut, Sinançor, Medetsiz ve Avliyana buzulları. Araştırma buzul kayıplarının düşük yüksekliklerde daha fazla olduğunu ortaya çıkardı.

Araştırmacılar, buzul alanlardaki bu ani azalışın nedenlerini bulmak için yağış, bulutluluk oranı ve sıcaklık değerleri gibi faktörleri de inceledi. Sonuç olarak yağış ve bulutluluk oranlarında yıllar içerisinde önemli fark bulamadılar ancak yüzey sıcaklıklarının arttığı ortaya çıktı. Özellikle yaz aylarında gece ölçülen minimum sıcaklıklarda artış görülmesi, araştırmacıların buzul kayıplarının en büyük nedeninin artan sıcaklıklar olduğu sonucunu çıkarmasına neden oldu.

Doğukan Doğu Yavaşlı konuya ilişkin olarak şunları söyledi: “Araştırma esnasında en çok zorlandığımız şeylerden biri, kar ve morenlerden gözükmeyen buzul alanlarını ayırt etmekti. Örneğin 1970’lerden beri buzul alanının yüzde 75’ini kaydetmiş Süphan dağını inceledik; 1973’teki uydu görüntüleri, kar ve buzuldan oluşuyordu. 2014 yılına gelindiğinde uydu görüntüsündeki buzul küçük, kırık ve çoğunlukla buzulu saklayan moren ve döküntülerle kaplıydı.”

Bu sorunu aşmak için ekip 2009 yılında Ağrı Dağı’na ve 2012 yılında Erciyes ile Kaçkar Dağlarına arazi çalışması düzenledi. NASA’dan gelen ekip burada buzulların sınırlarını GPS ile belirlerdi ve ulaşamadıkları yerleri fotoğrafladı. Ayrıca uydu görüntülerinde buzul gibi görünen bazı kar örtüleri tespit edildi.

Yavaşlı, buzulların erimesinin ne anlama geldiğini ve ne gibi olumsuz etkileri olacağını şu şekilde açıkladı: “Buzulların erimesi iklim değişimi açısından bize mesaj veren önemli bir gösterge. Yani doğa bize, burada milyonlarca ya da yüzbinlerce yıldır buzul vardı, siz bir şey yaptınız ve burası değişmeye, buzullar erimeye başladı diyor. Etkisiyse biraz daha farklı. Sonuçta orada var olan bir doğal oluşum ortadan kalkıyor ki buzulların oluşumu binlerce yılık bir süreç. Buzullar (daha çok Grönland gibi büyük kıta buzulları) yeryüzüne gelen güneş ışınlarını da geri yansıtma özelliğine sahip. Bu da küresel enerji bilançosunu etkiliyor. Yani küresel ısınma nedeniyle buzullar eriyor evet, ancak buzullar ortadan kalktıkça daha da ısınıyoruz. Diğer olumsuz etkiyse buzullardan ve o bölgedeki kar erimelerinden normal şartlarda çıkan akarsuların yavaş yavaş dağlardaki yaylaları besleyemez hale gelmesi (örneğin Kaçkar Dağları ve oradaki Yukarı Kavron, Ayder Yaylaları gibi). Buralarda çok sayıda endemik bitki türleri var, bu durumdan onlar da etkileniyor.”