*Akkuyu Nükleer Santrali’nin kurulduğu bölgenin depremselliği, santralin Akdeniz’deki turizme olumsuz etkileri, radyoaktif atıkların nerede ve nasıl depolanacağı gibi çok önemli konular yeterince araştırılmadı ve tartışılmadı.
*Yaşlanmasına rağmen kapatılmayan reaktörler kaza riskini artırıyor.
*Dünya genelinde enerji üretiminde nükleer enerjinin payı giderek azalıyor.
Bu veriler İstanbul Nükleer Karşıtı Platform’un hazırladığı “Türkiye ve Dünyada Nükleer Enerji – 2018” raporundan. Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinde yapılan toplantıda açıklanan raporda nükleer santrallerin hukuki, ekolojik ve ekonomik süreçlerine değiniliyor. Rapor, “2018’de nükleer enerji alanında Türkiye’de yaşananlar” ve “Dünyada nükleer enerji” olmak üzere iki bölüme ayrılıyor.
Elektrik Faturası Artacak
Nükleer santrallere verilen alım garantileri oldukça yüksek. Rapora göre, bu garantiler ekonomiye önümüzdeki 20 yıl boyunca 110 milyar dolarlık ek yük getirecek. Santrallerin devreye girmesi durumunda Türkiye, diğer kaynaklara göre 2-3 kat pahalı olan nükleer santrallerden üretilen elektriği almak zorunda kalacak. Bu da hem sanayi hem de konutlarda elektrik fiyatlarını artması demek. Nükleer Karşıtı Platform Sekretaryasında yer alan Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakkı Kaya Ocakaçan uyardı: “Zaten zor durumdaki Türkiye ekonomisi, bu iki santralin yapılmasıyla yıllar boyu prangaya vurulacak.”
“Nükleer Santral Planlarını Çöpe Atın”
Nükleer Karşıtı Platform üyesi ve Magma yazarı Özgür Gürbüz, raporu tanıttığı basın toplantısında “Hükümetin tüm çabalarına rağmen, kamuoyunu pahalı, tehlikeli ve çevre düşmanı nükleer santraller konusunda bilgilendirmeye devam edeceğimizi hazırladığımız bu raporla gösteriyoruz. Platform, Mersin ve Sinop’taki nükleer santral projeleri iptal edilene kadar mücadelesini sürdürecek” dedi. Hükümete de çağrıda bulundu: “Türkiye’nin geleceğini riske atmayın, nükleer santral planlarını çöpe atın.”
Türkiye’de Nükleer Enerji Gerçekleri
Çernobil'den çok etkilenen ülkelerden Türkiye, uzun zamandır iki nükleer santral projesiyle gündemde. Raporun birinci bölümünde de Mersin / Akkuyu ve Sinop’taki nükleer santral projelerinin hukuki, ekonomik ve ekolojik süreçleri anlatılıyor. Rapora göre;
-Akkuyu Nükleer Santrali’nin ilk ünitesinin yapımına bilirkişi ve ÇED raporlarındaki onlarca eksiğe ve halkın onayının alınmamış olmasına rağmen başlandı.
-Sinop Nükleer Karşıtı Platform, santral sahasında kesilen ağaç sayısının 650 bini geçtiğini belirtiyor. Kullanılması planlanan Atmea 1 reaktörleri daha önce hiçbir ülkede kullanılmadı.
Dünya Nükleerden Vazgeçiyor
Türkiye’deki durumun aksine dünyada nükleer santrallerin enerji üretimindeki payı giderek düşüyor. Raporda “Nükleer santrallerin dünyada elektrik enerjisi üretiminde payı 1996’da yüzde 17,5’di. Bugün bu oran yüzde 10,3’e gerilemiştir. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) kendi raporlarında da belirttiği gibi, 2050 yılına gelindiğinde bu oran en iyi olasılıkla yüzde 6, kötü senaryoda ise yüzde 3’e kadar gerileyecektir” deniliyor.
“Çalışabilir” Değil “Atıl”
Raporda dikkat çekilen noktalardan biri de atıl durumdaki reaktörlerin “çalışabilir” olarak gösterilmesi. UAEA’ya göre dünyada çalışabilir durumdaki reaktör sayısı 2018 sonunda 454; ancak bu reaktörlerin bazıları uzun zamandır atıl. Örneğin Japonya’da 42 reaktörden 9’u çalışıyor. 2019 başında dünyada 28 reaktörün de uzun süredir elektrik üretmediği, atıl olduğu biliniyor. Raporda nükleer taraftarlarının “çalışabilir” kelimesinin arkasına saklanarak durumu iyi göstermeye çalıştığı vurgulandı.
Öte yandan mevcut nükleer filo yaşlanıyor. Reaktör yapımı maliyet ve kamuoyu baskısı nedeniyle zorlaşırken şirketler eski reaktörlerin çalışma sürelerini uzatıp kârı artırmaya çalışıyor. Dünyadaki 77 reaktör tasarım ömrü olan 40 yaşını geçmiş durumda bu da kaza riskini artırıyor.
Raporda dikkat çekilen diğer nokta da iklim değişikliğinin nükleer santralleri kapanmaya zorlaması. Nedeni ise kuraklığın, yüksek miktarda suya ihtiyaç duyan santralleri olumsuz etkilemesi. Raporda bu durumun “nükleer enerjinin iklim değişikliğini durduracak enerji kaynaklarından biri olduğu” iddiasını zayıflattığı belirtiliyor.
2018’de Dünyada Nükleer Enerji Santrallerinde Neler Oldu?
Türkiye ve Dünyada Nükleer Enerji – 2018 raporunda, dünya genelinde yaşanan gelişmelere de yer veriliyor.
-Dünyada 9 yeni reaktör (7’si Çin, 2’si Rusya) devreye alındı. Üç reaktör (2’si Çin, 1’i ABD) kapatıldı.
-Çin artan enerji talebi için tüm kaynakları kullansa da 2017 enerji yatırımlarının sadece 8 milyar dolarının nükleer enerjiye, buna karşılık 98 milyar dolarının ise yenilenebilir enerjiye gittiği unutulmamalı.
-Güney Afrika 9600 MW gücünde yeni nükleer santral yapma planından vazgeçti. Belçika hükümeti ülkedeki 7 nükleer reaktörü 2025 yılına kadar kapatma kararı aldı. Ülkedeki nükleer santralde (Doel ve Tihange) mikro çatlakların ortaya çıkmasıyla, olası bir nükleer kazaya karşı Belçika’da yaşayanlara iyot hapı dağıtılması için hükümet hazırlık yapılmasını istedi.
-Fukuşima nükleer kazasından sonra 9. reaktör 2018 yılında devreye alındı. Ülkedeki 42 çalışabilir reaktörden sadece 9’u çalışıyor ve Fukuşima öncesi Japonya’nın elektrik talebinin yüzde 30’unu karşılayan nükleer enerji bugün sadece yüzde 3.6’sını sağlıyor.
-17 Aralık’ta Japon Hitachi firması, artan maliyetler nedeniyle üstleneceği riskler karşısında ortak bulamadığından dolayı, Galler’deki Wylfa Nükleer Santral projesini askıya aldığı açıklandı. Haber 2019 başında doğrulandı böylece Birleşik Krallık’ın eskiyen 15 yeni reaktörüne karşı yapımı süren tek bir reaktör kaldı. Bu reaktörün yapım aşamasında olduğu konusu da tartışmalı.
-Kasım ayında Fransa Cumhurbaşkanı 2035 yılına kadar 58 adet nükleer reaktörden 14 tanesini kapatacağını söyledi. Elektrik üretiminin yüzde 71,6’sı nükleer enerjiden sağlanan Fransa bu oranı yüzde 50’ye düşürmeyi planlıyor.
-İspanya’da sosyalist hükümet ülkedeki nükleer reaktörlerin 40 yaşına geldiklerinde kapatılmasını öneriyor. Bu durumda 7 nükleer reaktörün hepsinin 2028 yılında kapatılması gerekecek.
-Finlandiya’da Rosatom’un yapacağı Hanhikivi-1 reaktöründe inşaata başlama tarihi 4 yıl ötelendi.