Dünya, var olduğundan bu yana birçok farklı canlı türüne ev sahipliği yaptı. Bu türlerin bazıları çeşitli çevresel baskılarla doğal süreçte evrilerek bugünkü temsilcileri oluşturdu, bazılarıysa yok oldu. Uluslararası Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği’nin (IUCN) verilerine göre dünyada yaklaşık 41 bin tür yaşamakta ve bu türlerin 12 bininin nesli küresel ölçekte tehlike altında. Geçmişte yaşanan yok oluşların nedeni bazen bir meteorun düşmesi, bazen de dünyanın buzul çağlarını yaşamasıyken bugün yaşadığımız yok oluşun nedeni insan faktörü.
Bu yıkıcı süreçte, en çok etkilenen canlı gruplarından birisi çiftyaşamlılar yani kurbağa ve semenderler. Grubun Latince adı Amphibia; amphi (çift) ve bios (yaşam) kelimelerinden türetildiği için çiftyaşamlı olarak adlandırılırlar. Yaşamlarının bir kısmını suda, bir kısmını karada geçirdikleri için bu ismi alırlar. Çiftyaşamlıların gün geçtikçe yok olduğunun, henüz günlük hayatınızda farkına varmamış olabilirsiniz. Ancak en son ne zaman bir kurbağanın sesini duyduğumuzu birçoğumuz hatırlayamaz.
Bugün yaşayan her iki çiftyaşamlı türünden biri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya; dünya popülasyonunun yüzde 42’si kayboldu. Ormanlardan deltalara, bozkırlardan yüksek dağ ekosistemlerine kadar farklı koşullarda yaşamaya uyum sağlamış çift yaşarlar, günümüz dünyasında kendilerine yaşayabilecekleri bir alan bulmakta epey zorlanıyor. Kurbağalar ve semenderlerin derileri balıklardaki pullar veya sürüngenlerdeki keratin plaklar gibi örtülü değil yani tamamen çıplaklar. Bu nedenle derilerini nemli tutmak zorundalar. Bunu sağlamak için çevresel koşulların uygunluğu kurbağalar için önemli. Çevresel ko- şullarının yani yaşam alanlarının tahrip edilmesi, parçalanması gibi etkiler veya çevredeki zararlı maddeler diğer omurgalı canlılara verdiği zararın daha fazlasını çiftyaşamlılara verir.
Marmaris semenderi (Lyciasalamandra flavimembris).
Çiftyaşamlılar, sanılanın aksine temiz sularda yaşar. Bir su birikintisinde kurbağalar ötüyorsa temizdir. Çiftyaşamlıların yok oluşunun en büyük nedeniyse su kaynaklarının kirletilmesi, kurutulması, yok edilmesi. İklim değişikliği de uzun vadede çiftyaşamlıların yok oluşunu tetikleyen diğer etken. İklim değişikliği ve habitat tahribatı nedeniyle bilinen yaklaşık 7 bin kurbağa - semender türünün yüzde 43’ü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Türkiye’de de durum dünyadan farklı değil; yaşayan 36 çiftyaşamlı türünden 17’si yani yaklaşık olarak yarısının nesli tehlike altında.
Bu canlıların kitlesel yok oluşlarını engellemek veya azaltmak insanların elinde. Bu süreç sanıldığı kadar zor veya yorucu değil. En başta kamu kurumlarının doğal alanları yönetim sürecinde vatandaş olarak görev üstlenilmeli. Evlerde kullanılan kimyasalların, fabrika atıklarının akarsular ve denizlere karışmaması için gerekli düzenlemelerin yapılmasını istemek, geridönüştürülebilir ürünlerin kullanılmasını sağlamak, geleceğe yapılacak en önemli yatırım. İşin özünde bir kurbağayı korumak, insanın kendi yaşam alanlarını ve geleceğini koruması demek.